TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
çabuk {i} [müz]die Allegro {f}
çabuk {adv} bald {adv}
çabuk {s} baldig {adj}
çabuk {s} behend {adj}
çabuk {adv} dalli {adv}
çabuk {s} difig {adj}
çabuk {adv} eben {adv}
çabuk {i} die Eile {f}
çabuk {adv} eilends {adv}
çabuk {s} eilfertig {adj}
çabuk {s} eilig {adj}
çabuk {a} fix {a}
çabuk {s} flink {adj}
çabuk {s} flott {adj}
çabuk {s} geschwind {adj}
çabuk {adv} gleich {adv}
çabuk {s} hurtig {adj}
çabuk {s} mühelos {adj}
çabuk {s} prompt {adj}
çabuk {a} rasant {a}
çabuk {s} Rasch {adj}
çabuk {s} schleunig {adj}
çabuk {s} schnell {adj}
çabuk {s} [müz]veloce {adj}
çabuk {a} zügig {a}
çabuk adım {i} [ask]der Eilschritt {m}
çabuk alev alabilen {s} feuergefährlich {adj}
çabuk arızalanan {s} [tek]störanfällig {adj}
çabuk biten savaş {i} [ask]der Blitzkrieg {m}
çabuk bozulan {s} reparaturanfällig {adj}
çabuk bükülebilen şey {i} das Drahdiwaberl {n}
çabuk buruşan {s} knautschig {adj}
çabuk çabuk {adv} flugs {adv}
çabuk davranmak {fi} daranhalten {v}
çabuk değişen {s} unbeständig {adj}
çabuk eğilebilen şey {i} das Drahdiwaberl {n}
çabuk etki {allg} schnelle Wirkung {allg}
çabuk etkileyici {s} drastisch {adj}
çabuk feryat eden {s} wehleidig {adj}
çabuk geçmek {fi} dahineilen {v}
çabuk gitmek {fi} dahinfahren {v}
çabuk gitmek {fi} zufahren {v}
çabuk gıdıklanan {s} kitzelig {adj}
çabuk gücenen {s} übelnehmend {adj}
çabuk gücenen {s} übelnehmerisch {adj}
çabuk gücenen {s} überempfindlich {adj}
çabuk hareket etmek {allg} schnell handeln {allg}
çabuk hastalanır {s} zart {adj}
çabuk heyecanlanan {i} der Schwärmer {m}
çabuk heyecanlanma {i} die Erregbarkeit {f}
çabuk hiddetlenen {s} zornmütig {adj}
çabuk hiddetlenen kimse {i} der Hitzkopf {m}
çabuk ilerlemek {v} flecken {v}
çabuk ilişki kurulabilen {s} kontaktfreudig {adj}
çabuk inanan {s} leichtgläubig {adj}
çabuk kanama rahatsızlığı {i} [hek]die Blutungsübel {f}
çabuk kanan {s} arglos {adj}
çabuk kavrama {i} die Beweglichkeit {f}
çabuk kırılan {s} bröckelig {adj}
çabuk kırılan asker {i} [ask]der Kanonenfutter {m}
çabuk kırılır {s} brüchig {adj}
çabuk kırılır {s} spröde {adj}
çabuk kırışan {s} knautschig {adj}
çabuk kızan {i} der Choleriker {m}
çabuk kızan {s} erregbar {adj}
çabuk kızan {s} jähzornig {adj}
çabuk kızan {s} reizbar {adj}
çabuk kızma {i} die Reizbarkeit {f}
çabuk konuşmak {v} pariieren {v}
çabuk öfkelenen {i} der Choleriker {m}
çabuk öfkelenen {s} cholerisch {adj}
çabuk öfkelenen {s} jähzornig {adj}
çabuk öfkelenen {s} zornmütig {adj}
çabuk ol! {allg} mach doch {allg}
çabuk ol! {allg} nun mach schon {allg}
çabuk ol! {allg} nun mach schon! {allg}
çabuk ol! {allg} sei schnell {allg}
çabuk olmak {itr} eilen {itr}
çabuk olmak {fi} beeilen {v}
çabuk olmak {fi} zumachen {v}
Indirekte Treffer
ayağına çabuk {adv} leichtfüßig {adv}
basit ve çabuk kurulan tiyatro sahnesi {i} die Bretterbühne {f}
biraz çabuk lütfen! {allg} etwas plötzlich bitte {allg}
çabuk adım {i} [ask]der Eilschritt {m}
çabuk alev alabilen {s} feuergefährlich {adj}
çabuk arızalanan {s} [tek]störanfällig {adj}
çabuk biten savaş {i} [ask]der Blitzkrieg {m}
çabuk bozulan {s} reparaturanfällig {adj}
çabuk bükülebilen şey {i} das Drahdiwaberl {n}
çabuk buruşan {s} knautschig {adj}
çabuk çabuk {adv} flugs {adv}
çabuk davranmak {fi} daranhalten {v}
çabuk değişen {s} unbeständig {adj}
çabuk eğilebilen şey {i} das Drahdiwaberl {n}
çabuk etki {allg} schnelle Wirkung {allg}
çabuk etkileyici {s} drastisch {adj}
çabuk feryat eden {s} wehleidig {adj}
çabuk geçmek {fi} dahineilen {v}
çabuk gitmek {fi} zufahren {v}
çabuk gitmek {fi} dahinfahren {v}
çabuk gıdıklanan {s} kitzelig {adj}
çabuk gücenen {s} übelnehmend {adj}
çabuk gücenen {s} überempfindlich {adj}
çabuk gücenen {s} übelnehmerisch {adj}
çabuk hareket etmek {allg} schnell handeln {allg}
çabuk hastalanır {s} zart {adj}
çabuk heyecanlanan {i} der Schwärmer {m}
çabuk heyecanlanma {i} die Erregbarkeit {f}
çabuk hiddetlenen {s} zornmütig {adj}
çabuk hiddetlenen kimse {i} der Hitzkopf {m}
çabuk ilerlemek {v} flecken {v}
çabuk ilişki kurulabilen {s} kontaktfreudig {adj}
çabuk inanan {s} leichtgläubig {adj}
çabuk kanama rahatsızlığı {i} [hek]die Blutungsübel {f}
çabuk kanan {s} arglos {adj}
çabuk kavrama {i} die Beweglichkeit {f}
çabuk kırılan {s} bröckelig {adj}
çabuk kırılan asker {i} [ask]der Kanonenfutter {m}
çabuk kırılır {s} spröde {adj}
çabuk kırılır {s} brüchig {adj}
çabuk kırışan {s} knautschig {adj}
çabuk kızan {s} reizbar {adj}
çabuk kızan {s} jähzornig {adj}
çabuk kızan {s} erregbar {adj}
çabuk kızan {i} der Choleriker {m}
çabuk kızma {i} die Reizbarkeit {f}
çabuk konuşmak {v} pariieren {v}
çabuk öfkelenen {s} jähzornig {adj}
çabuk öfkelenen {s} cholerisch {adj}
çabuk öfkelenen {i} der Choleriker {m}
çabuk öfkelenen {s} zornmütig {adj}
çabuk ol! {allg} sei schnell {allg}
çabuk ol! {allg} nun mach schon! {allg}
çabuk ol! {allg} nun mach schon {allg}
çabuk ol! {allg} mach doch {allg}