TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
gün {i} der Stichtag {m}
gün {i} der Tag {m}
gün ağarıyor {allg} der Tag bricht an {allg}
gün ağarma {i} das Morgengrauen {n}
gün ağarmak {fi} dämmern {v}
gün ağarmak {itr} tagen {itr}
gün ağarması {i} die Dämmerung {f}
gün ağarması {i} die Frühe {f}
gün ağarması {i} die Morgendämmerung {f}
gün ağarması {i} der Tagesanbruch {m}
gün aşırı {allg} [den]ein Tag um anderen {allg}
gün aşırı {allg} jeden zweiten Tag {allg}
gün batımı {i} das Abendrot {n}
gün batımı {i} die Abendröte {f}
gün batımı {allg} Anbruch der Nacht {allg}
gün batışı {i} der Anbruch {m}
gün batıyor {allg} es dämmert {allg}
gün batması {i} die Dämmerung {f}
gün be gün {allg} Tag für Tag {allg}
gün belirleme {i} die Terminierung {f}
gün belirlemek {fi} [huk]anstehen {v}
gün belirlemek {v} terminieren {v}
gün beri {i} [gökb]die Sonnennähe {f}
gün boyu {s} ganztägig {adj}
gün boyunca {allg} den ganzen Tag {allg}
gün doğarken {adv} morgen {adv}
gün doğmadan neler doğar {allg} was nicht ist kann noch werden {allg}
gün doğmadan neler doğar {allg} [Redw.]bis dahin kann noch viel passieren {allg}
gün doğmak {itr} tagen {itr}
gün doğması {i} die Morgendämmerung {f}
gün doğması {i} der Tagesanbruch {m}
gün doğmasıyla {allg} bei Tagesanbruch {allg}
gün doğuşu {i} der Anbruch {m}
gün doğuşu {i} der Tagesanbruch {m}
gün doğuyor {allg} der Morgen bricht an {allg}
gün doğuyor {allg} es dämmert {allg}
gün doğuyor {allg} es tagt {allg}
gün dönümü {i} [gökb]das Solstitium {n}
gün dönümü {i} [gökb]die Sonnenwende {f}
gün geçtikçe {s} langsam {adj}
gün geçtikçe {allg} von Tag zu Tag {allg}
gün gibi {s} taghell {adj}
gün gibi aşikar {allg} es ist sonnenklar {allg}
gün gibi aşikar {s} sonnenklar {adj}
gün gibi ortada {allg} klar wie Kloßbrühe {allg}
gün gibi ortada {s} sonnenklar {adj}
gün görmek {allg} glückliche Tage erleben {allg}
gün gün {allg} Tag für Tag {allg}
gün hesabı yapılarak {adv} tageweise {adv}
gün ışığı {allg} natürliches Licht {allg}
gün ışığı {i} der Sonnenschein {m}
gün ışığı {i} [mad]der Tag {m}
gün ışığı {i} das Tageslicht {n}
gün ışığı diya göstericisi {i} der Tageslichtprojektor {m}
gün ışığı lambası {i} die Tageslichtlampe {f}
gün ışığında {adv} helllicht {adv}
gün öte {i} [gökb]die Sonnenferne {f}
gün süren {sonk} -tägig {suf}
gün tayin etmek {fi} terminieren {v}
günah {i} [din]der Frevel {m}
günah {i} die Missetat {f}
günah {i} [tic]die Schuld {f}
günah {i} die Sünde {f}
günah {i} die Verfehlung {f}
günah affeden papaz {i} der Ablassprediger {m}
günah çıkaran kimse {i} der Beichtling {m}
günah çıkaran papaz {i} der Beichtiger {m}
günah çıkaran papaz {i} der Beichtvater {m}
günah çıkarma {i} der Ablass {m}
günah çıkarma {i} die Absolution {f}
günah çıkarma {i} die Beichte {f}
günah çıkarma {i} das Bekenntnis {n}
günah çıkarma {i} die Ohrenbeichte {f}
günah çıkarma kürsüsü {i} der Beichtstuhl {m}
günah çıkarmada söylenen sır {i} das Beichtgeheimnis {n}
günah çıkarmak {allg} Beichte ablegen {allg}
günah çıkarmak {v} beichten {v}
günah çıkarmak {v} [din]entsündigen {v}
günah çıkartılan yer {i} der Beichtstuhl {m}
günah çıkartma {i} die Beichte {f}