kasıtlı {s} | absichtlich {adj} |
|
kasıtlı {s} | absichtsvoll {adj} |
|
kasıtlı {s} | bewusst {adj} |
|
kasıtlı {s} | gewollt {adj} |
|
kasıtlı {allg} | mit voller Absicht {allg} |
|
kasıtlı {s} | vorbedacht {adj} |
|
kasıtlı {s} | vorsätzlich {adj} |
|
kasıtlı {s} | willentlich {adj} |
|
kasıtlı {s} | wissentlich {adj} |
|
kasıtlı {s} | beabsichtigt {adj} |
|
kasıtlı bir eylem {allg} | eine bewusste Handlung {allg} |
|
kasıtlı çıkarılan zorluk {i} | die Schikane {f} |
|
kasıtlı olarak {allg} | absichtlich {allg} |
|
kasıtlı olarak {allg} | mit Vorbedacht {allg} |
|
kasıtlı olarak güçlük çıkarmak {v} | schikanieren {v} |
|
kasıtlı olmayan {s} | unbeabsichtigt {adj} |
|
kasıtlı söylenen yalanlar {allg} | bewusste Lügen {allg} |
|
birini kasıtlı olarak aldatmak {allg} | jemanden an der Nase herumführen {allg} |
|
birini kasıtlı olarak yanlış yöne sevk etmek {allg} | jemanden an der Nase herumführen {allg} |
|
kasıtlı bir eylem {allg} | eine bewusste Handlung {allg} |
|
kasıtlı çıkarılan zorluk {i} | die Schikane {f} |
|
kasıtlı olarak {allg} | mit Vorbedacht {allg} |
|
kasıtlı olarak {allg} | absichtlich {allg} |
|
kasıtlı olarak güçlük çıkarmak {v} | schikanieren {v} |
|
kasıtlı olmayan {s} | unbeabsichtigt {adj} |
|
kasıtlı söylenen yalanlar {allg} | bewusste Lügen {allg} |
|