|
| trafiğe açmak {fi} | dem Verkehr übergeben {v} |
|
| trafiğe elverişli {s} | befahrbar {adj} |
|
| trafiğe kapalı {s} | verkehrsfrei {adj} |
|
| trafiğe kapanan bir caddede semt sakinlerinin eğlentisi {i} | das Straßenfest {n} |
|
| trafiğe mani olan şey {i} | das Verkehrshindernis {n} |
|
| trafiğe müsait {s} | befahrbar {adj} |
|
|
| aracı trafiğe sokmak {allg} | einfädeln {allg} |
|
| gece trafiğe çıkma yasağı {i} | das Nachtfahrverbot {n} |
|
| iki şeritli yolun tek şeride düşmesi durumunda araçların sırayla trafiğe katılımı {i}
[oto] | das Reißverschlussverfahren {n} |
|
| sarhoşluğa rağmen trafiğe çıkma {i}
[huk] | die Trunkenheit im Verkehr {f} |
|
| taşıt trafiğe çıkabilir {s} | fahrtüchtig {adj} |
|
| trafiğe açmak {fi} | dem Verkehr übergeben {v} |
|
| trafiğe elverişli {s} | befahrbar {adj} |
|
| trafiğe kapalı {s} | verkehrsfrei {adj} |
|
| trafiğe kapanan bir caddede semt sakinlerinin eğlentisi {i} | das Straßenfest {n} |
|
| trafiğe mani olan şey {i} | das Verkehrshindernis {n} |
|
| trafiğe müsait {s} | befahrbar {adj} |
|
