DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
geraten {v} benzemek {fi}
geraten {itr} çatmak {itr}
geraten {v} fotoğraf çekmek {fi}
geraten {itr} düşmek {itr}
geraten {itr} gelmek {itr}
geraten {itr} girmek {itr}
geraten {itr} kapılmak {itr}
geraten {v} kaplamak {fi}
geraten {itr} maruz kalmak {itr}
geraten {itr} olmak {itr}
geraten {itr} rastlamak {itr}
geraten {itr} uğramak {itr}
geraten {adv} uygun {adv}
geraten {adv} yerinde {adv}
Indirekte Treffer
aneinander geraten {v} birbirine girmek {fi}
aneinander geraten {v} kavgaya tutuşmak {fi}
auf Abwege geraten {v} kötü yola düşmek {fi}
auf Grund geraten {allg} geminin karaya oturması {allg}
außer Rand und Band geraten {allg} çoşmak {allg}
außer Rand und Band geraten {v} kendini kaybetmek {fi}
außer Rand und Band geraten {allg} kendini zaptedememek {allg}
außer Rand und Band geraten {allg} galeyana gelmek {allg}
außer Rand und Band geraten {allg} darmadağın olmak {allg}
außer sich geraten {v} kendinden geçmek {fi}
durcheinander geraten {v} hesabını şaşırmak {fi}
einander in die Haare geraten {allg} kavgaya tutuşmak {allg}
einander in die Haare geraten {allg} saç baş yoluşmak {allg}
gut geraten {v} başarıyla sonuçlanmak {fi}
in Angst geraten {allg} endişeye düşmek {allg}
in Aufregung geraten {allg} telaşlanmak {allg}
in Begeisterung geraten {allg} ateşlenmek {allg}
in Begeisterung geraten {allg} coşmak {allg}
in Brand geraten {v} ateş almak {fi}
in Brand geraten {v} alevlenmek {fi}
in Brand geraten {v} alev almak {fi}
in Brand geraten {v} tutuşmak {fi}
in den Hinterhalt geraten {v} tuzağa düşürmek {fi}
in die Hände geraten {allg} birisinin eline düşmek {allg}
in die Klemme geraten {allg} sıkıntıya düşmek {allg}
in die Klemme geraten {allg} şapa oturmak {allg}
in Eifer geraten {allg} heyecana kapılmak {allg}
in eine Lage geraten {allg} bir duruma düşmek {allg}
in eine Zwickmühle geraten {allg} zor durumda kalmak {allg}
in eine Zwickmühle geraten {allg} çok zor bir duruma düşmek {allg}
in einen Hinterhalt geraten {allg} bir pusuya düşmek {allg}
in einen Zustand geraten {allg} bir hale düşmek {allg}
in Entsetzen geraten {allg} telaşlanmak {allg}
in Entsetzen geraten {allg} telaşa kapılmak {allg}
in Erregung geraten {allg} heyecanlanmak {allg}
in Erregung geraten {allg} ateş basmak {allg}
in Erstaunen geraten {allg} şaşkınlığa kapılmak {allg}
in Gefahr geraten {allg} tehlikeye düşmek {allg}
in Gefangenschaft geraten {v} esir olmak {fi}
in Gefangenschaft geraten {v} esir düşmek {fi}
in Harnisch geraten {v} çileden çıkmak {fi}
in Harnisch geraten {v} küplere binmek {fi}
in Harnisch geraten {v} kızmak {fi}
in Harnisch geraten {v} hiddetlenmek {fi}
in Konflikt geraten {allg} zıtlaşmak {allg}
in Konflikt geraten {allg} ihtilafa düşmek {allg}
in Konkurs geraten {allg} iflas etmek {allg}
in Mißkredit geraten {allg} itibarsız duruma düşmek {allg}
in Panik geraten {v} panik yapmak {fi}
in Panik geraten {v} paniğe kapılmak {fi}
in Panik geraten {v} telaşlanmak {fi}
in Rückstand geraten {allg} geriye düşmek {allg}
in Rückstand geraten {allg} gecikmek {allg}
in Schweiß geraten {allg} kan ter içinde kalmak {allg}
in Schwierigkeiten geraten {allg} zorluklara uğramak {allg}
in Streit geraten {allg} kavgaya girişmek {allg}
in Verlegenheit geraten sein {allg} mahcup bir duruma düştüm {allg}
in Verruf geraten {v} dile düşmek {fi}
in Verruf geraten {v} adı çıkmak {fi}
in Verruf geraten {v} saygınlığını yitirmek {fi}
in Verruf geraten {v} itibarını kaybetmek {fi}
in Verzückung geraten {v} hayran kalmak {fi}
in Verzückung geraten {v} esrimek {fi}
in Verzug geraten {allg} geç kalmak {allg}
in Verzug geraten {allg} gecikmek {allg}
in Verzweiflung geraten {allg} ümitsizliğe kapılmak {allg}