iyi {s} | gut {adj} |
|
iyi ad {i} | die Reputation {f} |
|
iyi ahlak {i} | die Gute Sitte {f} |
|
iyi ahlaklı {s} | unverdorben {adj} |
|
iyi akşamlar {allg} | Guten Abend {allg} |
|
iyi akşamlar! {allg} | Guten Abend {allg} |
|
iyi anlamak {allg} | gute Kenntnisse besitzen {allg} |
|
iyi anlaşılan {s} | wohlverstanden {adj} |
|
iyi anlaşma {i} | das Auskommen {n} |
|
iyi anlaşmak {allg} | prächtig verstehen {allg} |
|
iyi anlaşmak {fi} | zussammenpassen {v} |
|
iyi antrenmanlı {s} | durchtrainiert {adj} |
|
iyi arkadaş {i}
[mad] | der Kumpel {m} |
|
iyi ata binmek {allg} | gut zu Pferde reiten {allg} |
|
iyi ayar edilmemiş {s} | unscharf {adj} |
|
iyi aydınlatamamak {fi} | ausleuchtern {v} |
|
iyi bakılmış {s} | wohl versorgt {adj} |
|
iyi bakmak {fi} | aufpassen {v} |
|
İyi bayramlar! {s*be}
[Redw.] | Alles Gute zum Fest! {s*be} |
|
iyi beslenmiş {s} | gut genährt {adj} |
|
iyi beslenmiş {i} | der Wonneproppen {m} |
|
iyi biçimlendirilmiş {s} | wohlgestaltet {adj} |
|
iyi biçimli {s} | wohl geformt {adj} |
|
iyi biçimli {s} | wohlgestaltet {adj} |
|
iyi bilgi sahibi {s} | eingefuchst {adj} |
|
iyi bilgilendirilmiş {s} | wohlunterrichtet {adj} |
|
iyi bilme {i} | die Vertrautheit {f} |
|
iyi bilmek {v} | beherrschen {v} |
|
iyi bir aileden gelme {allg} | aus guter Familie {allg} |
|
iyi bir dayak {allg} | eine Tracht Prügel {allg} |
|
iyi bir eğitim almak {allg} | eine gute Schulbildung erhalten {allg} |
|
iyi bir eğitim görmek {allg} | durchbilden {allg} |
|
iyi bir fikri olmak {allg} | einfallen lassen {allg} |
|
iyi bir halde bulunmak {allg} | gut erhalten sein {allg} |
|
iyi bir insan olmak {allg} | eine gute Seele sein {allg} |
|
iyi bir intiba bırakmak {itr} | bestecken {itr} |
|
iyi bir izlenim bırakmak {allg} | einen guten Eindruck machen {allg} |
|
iyi bir konuşmacı gibi {s} | rednerisch {adj} |
|
iyi bir örnek {allg} | ein gutes Beispiel {allg} |
|
iyi bir restoran adı vermek {allg} | ein gutes Restaurant nennen {allg} |
|
iyi bir şekilde karşılamak {allg} | es gut treffen {allg} |
|
iyi bir şöhrete sahip olmak {allg} | einen guten Leumund haben {allg} |
|
iyi bir şöhrete sahip olmak {allg} | einen guten Ruf genießen {allg} |
|
iyi bir sonuca ulaşmak {allg} | gut abschneiden {allg} |
|
iyi bir tatil geçirmenizi diliyoruz {allg} | wir wünschen euch einen schönen Urlaub {allg} |
|
iyi birisi {allg} | feiner Kerl {allg} |
|
iyi bulmak {fi} | für gut befinden {v} |
|
iyi buluşlarda bulunma {i} | der Einfallsreichtum {m} |
|
iyi davranmak {allg} | anständig behandeln {allg} |
|
iyi davranmak {allg} | gut führen {allg} |
|
iyi dilek {i} | die Gratulation {f} |
|
iyi dilekler {i} | der Glückwunsch {m} |
|
iyi dileklerini sunmak {v} | entrichten {v} |
|
iyi dileklerini sunmak {v} | gratulieren {v} |
|
iyi donatılmış {s} | gut gerüstet {adj} |
|
iyi dost {allg} | guter Freund {allg} |
|
iyi dost {i}
[mad] | der Kumpel {m} |
|
iyi durmak {allg} | angebracht sein {allg} |
|
iyi durmak {itr} | stehen {itr} |
|
iyi durumda {allg} | gut erhalten {allg} |
|
iyi durumda {s} | wohl erhalten {adj} |
|
iyi durumda {adv} | wohlauf {adv} |
|
iyi durumda bulundurmak {fi} | instandhalten {v} |
|
iyi düşünemeyen kişi {i} | der Wirrkopf {m} |
|
iyi düşünülmüş {s} | durchdacht {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | sinnig {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | sinnreich {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | sinnvoll {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | tiefsinnig {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | überlegt {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | wohl bedacht {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | wohl überlegt {adj} |
|
iyi düşünülmüş {s} | wohlgesetzt {adj} |
|
iyi düşünülüp gerçekleştirilmiş sanatkarane düzen {i}
[müz] | die Komposition {f} |
|
iyi düzenlenmiş {s} | wohl geordnet {adj} |
|
iyi eğitilmiş {s} | anständig {adj} |
|
iyi eğitilmiş {s} | wohlerzogen {adj} |
|
iyi eğitilmiş {s} | wohlunterrichtet {adj} |
|
iyi eğitim görmüş {allg} | recht gebildet {allg} |
|
iyi eğitimli {allg} | von guter Erziehung {allg} |
|