savunmak {fi} | abwehren {v} |
|
savunmak {fi} | behaupten {v} |
|
savunmak {fi} | beistehen {v} |
|
savunmak {v} | beschirmen {v} |
|
savunmak {v} | beschützen {v} |
|
savunmak {itr} | plädieren {itr} |
|
savunmak {v} | schützen {v} |
|
savunmak {fi} | einsetzen {v} |
|
savunmak {allg} | wehren {allg} |
|
savunmak {fi} | verfechten {v} |
|
savunmak {v} | verteidigen {v} |
|
savunmak {fi} | vertreten {v} |
|
savunmak {v} | wahren {v} |
|
aksini savunmak {fi} | widersagen {v} |
|
aksini savunmak {itr} | widersprechen {itr} |
|
aynı şeyleri savunmak {allg} | jemandem aus dem Herzen sprechen {allg} |
|
bir düşünceyi savunmak {v} | vertreten {v} |
|
bir düşünceyi savunmak {v} | verfechten {v} |
|
birisinin görüşünü savunmak {allg} | die Stange halten {allg} |
|
fikrini açıkça söyleyip savunmak {fi} | Farbe bekennen {v} |
|
karşı düşünceyi savunmak {itr} | opponieren {itr} |
|
kendini savunmak {fi} | zur Wehr setzen {v} |
|
kendini savunmak {fi} | verantworten {v} |
|
kendini savunmak {allg} | auf die Hinterbeine stellen {allg} |
|
kendini savunmak {fi} | verteidigen {v} |
|
kendini savunmak {i} | die Selbstverteidigung {f} |
|
kendini savunmak {fi} | wehren {v} |
|
kendini var gücüyle savunmak {allg} | seiner Haut wehren {allg} |
|
mahkeme önünde savunmak {v}
[huk] | verteidigen {v} |
|
yanlış bir görüşü savunmak {fi} | schief liegen {v} |
|