TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
yolu açın {allg} machen Sie den Weg frei {allg}
yolu bulmak {fi} hinfinden {v}
yolu düzeltmek {v} [yol]bahnen {v}
yolu göstermek {fi} hinausbegleiten {v}
yolu karıştırma {i} die Wirrung {f}
yolu kesmek {fi} den Weg versperren {v}
yolu olmayan {s} weglos {adj}
yolu şaşırma {i} [ed]die Odyssea {f}
yolu şaşırma {i} die Wirrung {f}
yolu şaşırmak {allg} den Weg verfehlen {allg}
yolucu {i} der Jäter {m}
yolun bir bölümü {i} die Teilstrecke {f}
yolun dışında {allg} abseits vom Wege {allg}
yolun genişlemesi {i} [yol]die Ausweiche {f}
yolun ikiye ayrılması {fi} trennen {v}
yolun kardan dolayı kapanmış olması {fi} zuschneien {v}
yolun yarısı {allg} Hälfte des Weges {allg}
yolun yüzeyi {i} [yol]die Bahnebene {f}
yoluna bakmak {v} erwarten {v}
yoluna çiçekler döşemek {v} bestreuen {v}
yoluna devam edememek {fi} festsitzen {v}
yoluna devam edememek {itr} feststecken {itr}
yoluna girmek {itr} in Ordnung kommen {itr}
yoluna koymak {fi} Abhilfe schaffen {v}
yoluna koymak {fi} abmachen {v}
yoluna koymak {fi} abrichten {v}
yoluna koymak {fi} abwickeln {v}
yoluna koymak {fi} ausgleichen {v}
yoluna koymak {fi} ausrichten {v}
yoluna koymak {fi} beilegen {v}
yoluna koymak {v} bessern {v}
yoluna koymak {v} bestellen {v}
yoluna koymak {fi} Dazwischenfahren {v}
yoluna koymak {fi} einräumen {v}
yoluna koymak {fi} einrenken {v}
yoluna koymak {v} entwirren {v}
yoluna koymak {fi} ins reine bringen {v}
yoluna koymak {allg} etwas ins Reine bringen {allg}
yoluna koymak {v} fingern {v}
yoluna koymak {fi} regeln {v}
yoluna koymak {v} remedieren {v}
yoluna koymak {v} richten {v}
yoluna koymak {fi} vorwegnehmen {v}
yoluna koymak {fi} zurechtbringen {v}
yoluna koyulabilir {s} ausgleichbar {adj}
yoluna sokmak {fi} Dazwischenfahren {v}
yolunda {s} glimpflich {adj}
yolunda {allg} gut vonstatten gehen {allg}
yolunda {adv} zurecht {adv}
yolunda gitmek {allg} in Ordnung gehen {allg}
yolunda gitmeme {i} [tek]die Panne {f}
yolunda gitmemesi {fi} schief gehen {v}
yolunda gitmeyen {s} derangiert {adj}
yolunda olmak {allg} gut dastehen {allg}
yolundan çekilmek {itr} [yol]ausbiegen {itr}
yolundan çekilmek {allg} aus dem Weg gehen {allg}
yolundan çekilmek {fi} jemandem aus dem Weg gehen {v}
yolundan çevirmek {fi} ablenken {v}
yolundan çıkmak {fi} ausscheren {v}
yolunu açmak {fi} jemandem den Weg ebnen {v}
yolunu bulabilmek {fi} zurechtfinden {v}
yolunu bulamamak {allg} nicht zurechtfinden können {allg}
yolunu bulmak {fi} durchfinden {v}
yolunu bulmak {fi} orientieren {v}
yolunu bulmak {fi} zurechtfinden {v}
yolunu değiştirmek {fi} abbiegen {v}
yolunu gözlemek {fi} entgegensehen {v}
yolunu kaybetmek {fi} durchirren {v}
yolunu kaybetmek {fi} fehlgehen {v}
yolunu kaybetmek {fi} verfranzen {v}
yolunu kaybetmek {fi} verirren {v}
yolunu kesmek {itr} brechen {itr}
yolunu kesmek {v} verlegen {v}
yolunu şaşırma {i} die Verirrung {f}
yolunu şaşırmak {fi} abgehen {v}
yolunu şaşırmak {fi} abirren {v}
yolunu şaşırmak {allg} aus dem Geleise kommen {allg}
yolunu şaşırmak {fi} durchirren {v}
yolunu şaşırmak {fi} fehlgehen {v}
yolunu şaşırmak {fi} irregehen {v}
Indirekte Treffer
açık artırma yolu ile satmak {allg} durch Auktion versteigern {allg}
adli yargı yolu {i} [huk]der Ordentlicher Rechtsweg {m}
ağaçsız orman yolu {i} die Schneise {f}
aletli koşu yolu {i} [sp]der Trimm-dich-Pfad {m}
ana nakliyat yolu {i} [yol]die Hauptförderstrecke {f}
ana sevkiyat yolu {i} [yol]die Hauptförderstrecke {f}
araba yolu {i} [yol]der Fahrweg {m}
araba yolu {i} [yol]die Fahrbahn {f}
araç giriş yolu {i} [yol]die Anfahrt {f}
araç yolu {i} [yol]die Fahrbahn {f}
araçlara kapalı oyun yolu {i} [yol]die Spielstraße {f}
ata binme yolu {i} [yol]der Reitweg {m}
azap yolu {i} [din]der Kreuzweg {m}
bağırsak yolu ile ilgili {a} enteral {a}
bağlantı yolu {i} die Zugangsstraße {f}
bildirim yolu {i} das Meldewesen {n}
bisiklet yolu {i} der Radweg {m}
bisiklet yolu {i} der Radfahrweg {m}
bisiklet yolu {i} der Fahrradweg {m}
bisikletli özel yolu {i} der Radfahrweg {m}
çevre yolu {i} die Umgehungsstraße {f}
çevre yolu {i} die Ringstraße {f}
çirkef yolu {i} die Gosse {f}
çıkış yolu {i} die Ausfahrt {f}
çıkış yolu {i} die Zufahrtsstraße {f}
çıkış yolu {i} der Weg {m}
çıkış yolu bulmak {allg} einen Weg finden {allg}
çözüm yolu {i} der Lösungsweg {m}
daire biçiminde tek yönlü trafik yolu {i} der Kreisverkehr {m}
dar hatlı demir yolu {i} die Kleinbahn {f}
dava yolu {i} der Klageweg {m}
deneme yolu {i} die Teststrecke {f}
deneme yolu {i} die Versuchsstrecke {f}
deney yolu {i} die Versuchsstrecke {f}
deniz yolu {i} der Wasserweg {m}
deniz yolu {i} der Seeweg {m}
doğru yolu gösteren {s} [yol]wegweisend {adj}
döl yolu {i} [anat]die Vagina {f}
döl yolu {i} die Scheide {f}
dönüş yolu {i} der Rückweg {m}
dönüş yolu {i} der Heimweg {m}
düşman siperine açılan yeraltı yolu {i} [ask]der Stollen {m}
eğitim yolu {i} der Bildungsweg {m}
eve dönüş yolu {i} der Rückweg {m}
eve dönüş yolu {i} der Nachhauseweg {m}
eve dönüş yolu {i} der Heimweg {m}
eve gidiş yolu {i} der Nachhauseweg {m}
geçiş yolu {i} der Durchweg {m}
geçiş yolu {i} die Durchgangsstrecke {f}
geçiş yolu {i} die Durchgangsstraße {f}
geçit yolu {i} der Leitweg {m}
geliş yolu {i} der Herweg {m}
gemi yolu {i} der Schifffahrtsweg {m}
gemi yolu {i} die Schifffahrtsstraße {f}
gemi yolu {i} das Fahrwasser {n}
gemi yolu {i} [den]die Wasserstraße {f}
gemi yolu {i} die Seestraße {f}
gemilerin geçebilecekleri deniz yolu {i} [den]der Schifffahrtsweg {m}
gemilerin geçebilecekleri deniz yolu {i} [den]die Schifffahrtsstraße {f}
gezinme yolu {i} der Spazierweg {m}
gezinti yolu {i} der Promenadenweg {m}
gezme yolu yürüyüş yolu {i} der Promenadenweg {m}
gidiş yolu {i} die Zufahrtsstraße {f}
gidiş yolu {i} die Zufahrt {f}
gidiş yolu {i} der Hinweg {m}
giriş yolu {i} der Zugang {m}
giriş yolu {i} die Zufahrtsstraße {f}
giriş yolu {i} die Auffahrt {f}
haberleşme yolu {i} der Kommunikationsweg {m}
hafif demir yolu aracı {i} die Draisine {f}
halatçı yolu {i} die Reeperbahn {f}
hava ulaşım yolu {i} der Luftverkehrsweg {m}
hava yolu ile taşınan kargo {i} die Luftfracht {f}
hayat yolu {i} der Weg {m}
her yolu denemek {allg} alles Mögliche versuchen {allg}
hukuki itiraz yolu bilgilendirmesi {i} [huk]die Rechtsmittelbelehrung {f}
sular gemi yolu {i} die Binnenwasserstraße {f}
idrar yolu {i} [hek]die Harnröhre {f}
idrar yolu {i} der Harnleiter {m}
idrar yolu {i} [hek]die Urethra {f}