duygulara hitap eden {s} | stimmungsvoll {adj} |
|
duyguları ön plana alan kişi {i}
[ed] | der Romantiker {m} |
|
duyguların çatışması {allg} | Widerstreit der Gefühle {allg} |
|
duygularına çabuk yenilen {s} | impulsiv {adj} |
|
duygularına kapılan kişi {i} | der Stimmungsmensch {m} |
|
duygularına kapılmamak {v} | mäßigen {v} |
|
duygularını açığa vurma {i} | die Auslassung {f} |
|
duygularını anlamak {allg} | jdn verstehen {allg} |
|
duygularını bastırma {i}
[hek] | die Verdrängung {f} |
|
duygularını bastırmak {v}
[hek] | verdrängen {v} |
|
duygularını bastırmak {v} | zügeln {v} |
|
duygularını belirtmek {allg} | auslassen {allg} |
|
duygularını belli etmek {fi} | auslassen {v} |
|
duygularını belli etmemek {fi} | verkneifen {v} |
|
duygularını kelimelerle ifade etmek {allg} | seine Gefühle in Worte kleiden {allg} |
|
duygularını önleme {i} | die Zügelung {f} |
|
duygularını paylaşmak {fi} | mitfühlen {v} |
|
duygularının esiri olmak {fi} | hinreißen lassen {v} |
|
duygularla hareket {i} | das Bewegungsgefühl {n} |
|
birine karşı iyi duygular beslemek {allg} | für jemanden viel empfinden {allg} |
|
en gizli duygular {allg} | die innersten Gefühle {allg} |
|
karmakarışık duygular {s} | süßsauer {adj} |
|
yoğun duygular {allg} | intensive Gefühle {allg} |
|