TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
indirim {i} das Abgeld {n}
indirim {i} der Ablass {m}
indirim {i} der Abschlag {m}
indirim {i} der Abstrich {m}
indirim {i} der Abzug {m}
indirim {i} [tic]das Angebot {n}
indirim {i} die Degradierung {f}
indirim {i} [tic]der Diskont {m}
indirim {i} [tic]der Diskonto {m}
indirim {i} der Diskontwechsel {m}
indirim {i} [tic]das Dumping {n}
indirim {i} der Erlass {m}
indirim {i} die Ermäßigung {f}
indirim {i} die Minderung {f}
indirim {i} der Nachlass {m}
indirim {allg} Prozente {allg}
indirim {i} der Rabatt {m}
indirim {i} die Reduktion {f}
indirim {i} der Skonto {m}
indirim {i} die Verbilligung {f}
indirim bedeli {i} der Abzugsbetrag {m}
indirim kartı {i} der Ermäßigungsausweis {m}
indirim kuponu {i} die Rabattmarke {f}
indirim oranı {i} der Ablösungszinssatz {m}
indirim oranı {i} [tic]der Abzinsungssatz {m}
indirim oranı {i} der Diskontsatz {m}
indirim oranı {i} der Eskontsatz {m}
indirim yapılamayan son fiyat {i} der Nettopreis {m}
indirim yapmak {fi} ablassen {v}
indirim yapmak {v} ermäßigen {v}
indirim yapmak {fi} [tic]nachlassen {v}
indirimli {a} anrechnungsfähig {a}
indirimli {allg} mit Abschlag {allg}
indirimli {allg} mit Ermäßigung {allg}
indirimli dökme mal tezgahı {i} [eko]der Wühltisch {m}
indirimli fiyat {i} [tic]der Angebotspreis {m}
indirimli fiyat {i} [tic]die Discontpreise {f}
indirimli fiyat {i} der Diskontsatz {m}
indirimli fiyat {i} der Minderpreis {m}
indirimli mağaza {i} der Diskontladen {m}
indirimli satış {i} das Sonderangebot {n}
indirimli satış mağazası {i} [tic]das Discontgeschäft {n}
indirimli satış mağazası {i} [tic]der Discontladen {m}
indirimli satış yapan mağaza sahibi {i} [tic]der Disconter {m}
indirimli satışlarda fırsatları kollama {allg} Jagd nach Sonderangeboten {allg}
indirimli satmak {allg} mit Abschlag verkaufen {allg}
indirimli tarife {allg} ermäßigter Tarif {allg}
indirimli tarifeye tabi paket {i} das Postgut {n}
indirimli ücret {allg} ermäßigte Gebühr {allg}
indirimsiz fiyat {allg} regulärer Preis {allg}
indirimsiz nakit ödeme {allg} Barzahlung ohne Abzug {allg}
indirimsiz satmak {allg} ohne Abschlag verkaufen {allg}
Indirekte Treffer
alım fiyatında indirim {allg} Minderung des Kaufpreises {allg}
bedelsiz indirim {i} der Naturalrabatt {m}
çok sayıda alışlarda alım miktarı üzerinden yapılan indirim {i} [tic]der Mengenrabatt {m}
fiyatta indirim yapmak {fi} ablassen {v}
fiyatta indirim yapmak {allg} Ermäßigung gewähren {allg}
gelir vergisinde evliler için indirim {allg} Einkommensteuerfreibetrag für Verheiratete {allg}
indirim bedeli {i} der Abzugsbetrag {m}
indirim kartı {i} der Ermäßigungsausweis {m}
indirim kuponu {i} die Rabattmarke {f}
indirim oranı {i} der Diskontsatz {m}
indirim oranı {i} [tic]der Abzinsungssatz {m}
indirim oranı {i} der Ablösungszinssatz {m}
indirim oranı {i} der Eskontsatz {m}
indirim yapılamayan son fiyat {i} der Nettopreis {m}
indirim yapmak {v} ermäßigen {v}
indirim yapmak {fi} ablassen {v}
indirim yapmak {fi} [tic]nachlassen {v}
maaşlarda indirim yapılması {i} der Gehaltsabbau {m}
maaşta yapılan indirim {i} die Gehaltskürzung {f}
nakit indirim {i} das Kassaskonto {n}
özel indirim {i} der Extrarabatt {m}
özel indirim {i} das Sonderangebot {n}
peşin indirim {i} das Kassaskonto {n}
peşin indirim {i} der Kassaabzug {m}
peşin ödeme sebebiyle veya malın kalitesinin bozuk olması nedeniyle fiyatta indirim yapmak {v} [tic]dekortieren {v}
peşin ödeme sebebiyle veya malın kalitesinin bozuk olması yüzünden fiyatta indirim {i} [tic]der Dekort {m}
resmi indirim fiyatı {i} [eko]der Bankdiskont {m}
resmi makamlarca belirlenmiş indirim oranı {i} der Diskontsatz {m}
satış fiyatında yapılan indirim {i} die Erlösschmälerung {f}
taşıma fiyatında indirim {i} der Frachtnachlass {m}
taşıma ücretinde indirim {i} der Frachtrabatt {m}
ulaşım araçlarında kullanılan yaşlılar için indirim kartı {i} der Seniorenpass {m}