TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
içini açmak {fi} auskehlen {v}
içini açmak {allg} da geht einem das Herz auf {allg}
içini açmak {fi} jemandem eröffnen {v}
içini açmak {fi} anvertrauen {v}
içini boşaltıp temizlemek {fi} ausnehmen {v}
içini boşaltma {i} die Ausleerung {f}
içini boşaltmak {fi} ausleeren {v}
içini çekme {i} der Stoßseufzer {m}
içini çekmek {fi} aufseufzen {v}
içini çekmek {itr} seufzen {itr}
içini çekmek {itr} stöhnen {itr}
içini costurmak {v} befeuern {v}
içini delmek {fi} durchlochen {v}
içini dışarı çıkarmak {itr} stülpen {itr}
içini dışını bilmek {allg} in und auswendig kennen {allg}
içini dökme {i} die Ausleerung {f}
içini dökmek {fi} anjammern {v}
içini dökmek {fi} ausleeren {v}
içini dökmek {fi} ausschütten {v}
içini dökmek {allg} da geht einem das Herz auf {allg}
içini dökmek {v} klagen {v}
içini dökmek {allg} sein Herz ausschütten {allg}
içini dökmek {allg} ausreden {allg}
içini dökmek {allg} anvertrauen {allg}
içini dökmek {allg} mitteilen {allg}
içini dökmek {fi} anvertrauen {v}
içini doldurmak {v} farcieren {v}
içini doldurmak {fi} zuschütten {v}
içini gıcıklatmak {allg} durch Mark und Bein gehen {allg}
içini gözlemek {fi} hineinschauen {v}
içini kaplamak {v} [tek]füttern {v}
içini kazımak {fi} austiefen {v}
içini kıpırdatmak {v} animieren {v}
içini oymak {fi} ausbohren {v}
içini oymak {fi} aushöhlen {v}
içini oymak {fi} auskehlen {v}
içini oymak {fi} [tek]ausmeißeln {v}
içini pamukla doldurmak {fi} auswattieren {v}
içini sızlatmak {fi} durchschneiden {v}
içini yağlamak {fi} ausstreichen {v}
içini yeme {i} die Verzehrung {f}
içinizden biri {allg} einer unter euch {allg}
içinizden biri {allg} einer von euch {allg}
Indirekte Treffer
bir şeyin içini doldurmak {v} bepolstern {v}
birine içini dökmek {allg} jemandem sein Herz ausschütten {allg}
birine içini dökmek {fi} auspacken {v}
birisine içini dökmek {allg} aufschließen {allg}
deniz kuyularının içini örme {i} [den]die Küvelage {f}
deniz kuyusunun içini örmek {v} [den]küvelieren {v}
hayvanın içini doldurmak {fi} ausstopfen {v}
içi içini yeme {allg} nagende Gewissenbisse {allg}
içi içini yemek {allg} verzehren {allg}
içini açmak {fi} auskehlen {v}
içini açmak {fi} anvertrauen {v}
içini açmak {fi} jemandem eröffnen {v}
içini açmak {allg} da geht einem das Herz auf {allg}
içini boşaltıp temizlemek {fi} ausnehmen {v}
içini boşaltma {i} die Ausleerung {f}
içini boşaltmak {fi} ausleeren {v}
içini çekme {i} der Stoßseufzer {m}
içini çekmek {itr} stöhnen {itr}
içini çekmek {itr} seufzen {itr}
içini çekmek {fi} aufseufzen {v}
içini costurmak {v} befeuern {v}
içini delmek {fi} durchlochen {v}
içini dışarı çıkarmak {itr} stülpen {itr}
içini dışını bilmek {allg} in und auswendig kennen {allg}
içini dökme {i} die Ausleerung {f}
içini dökmek {allg} da geht einem das Herz auf {allg}
içini dökmek {allg} anvertrauen {allg}
içini dökmek {fi} ausschütten {v}
içini dökmek {allg} ausreden {allg}
içini dökmek {fi} ausleeren {v}
içini dökmek {allg} sein Herz ausschütten {allg}
içini dökmek {fi} anjammern {v}
içini dökmek {fi} anvertrauen {v}
içini dökmek {v} klagen {v}
içini dökmek {allg} mitteilen {allg}
içini doldurmak {fi} zuschütten {v}
içini doldurmak {v} farcieren {v}
içini gıcıklatmak {allg} durch Mark und Bein gehen {allg}
içini gözlemek {fi} hineinschauen {v}
içini kaplamak {v} [tek]füttern {v}
içini kazımak {fi} austiefen {v}
içini kıpırdatmak {v} animieren {v}
içini oymak {fi} [tek]ausmeißeln {v}
içini oymak {fi} auskehlen {v}
içini oymak {fi} aushöhlen {v}
içini oymak {fi} ausbohren {v}
içini pamukla doldurmak {fi} auswattieren {v}
içini sızlatmak {fi} durchschneiden {v}
içini yağlamak {fi} ausstreichen {v}
içini yeme {i} die Verzehrung {f}
karnını yararak içini temizlemek {fi} ausweiden {v}
kasanın içini kaplamak {allg} Kiste auskleiden {allg}
kutunun içini kaplamak {allg} Kiste auskleiden {allg}
ölmüş hayvının içini doldurmak {v} präparieren {v}
sandığın içini kaplamak {allg} Kiste auskleiden {allg}
sıkıp içini boşaltmak {fi} ausdrücken {v}