TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
sınırlamasız {allg} ohne Beschränkung {allg}
Indirekte Treffer
bölge sınırlaması {i} die Gebietsabgrenzung {f}
esas hak sınırlaması {i} die Grundrechtsschranke {f}
hız sınırlaması {i} die Geschwindigkeitsbeschränkung {f}
ithalat sınırlaması {i} [tic]die Einfuhrbeschränkung {f}
ithalat sınırlaması {i} die Importbegrenzung {f}
ithalat sınırlaması {i} [tic]die Einfuhrdrosselung {f}
kredi sınırlaması {i} die Kreditrestriktion {f}
kredi sınırlaması {i} die Krediteinschränkung {f}
mündemiç esas hak sınırlaması {i} die Immanente Grundrechtsschranke {f}
rekabet sınırlaması {i} die Wettbewerbsbeschränkung {f}
rekabet sınırlaması {i} die Konkurrenzbeschränkung {f}
yaş sınırlaması {i} [huk]die Altersbeschränkung {f}
zaman sınırlaması koymak {allg} Frist setzen {allg}
zaman sınırlaması olmayan {a} unbefristet {a}