TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
yayın {i} die Ausstrahlung {f}
yayın {i} der Katzenfisch {m}
yayın {i} die Publikation {f}
yayın {i} die Sendung {f}
yayın {i} die Übertragung {f}
yayın {i} die Veröffentlichung {f}
yayın {i} der Waller {m}
yayın {i} der Wels {m}
yayın balığı {i} [hayb]der Wels {m}
yayın bölgesi {i} der Sendebereich {m}
yayın frekansı {i} die Sendefrequenz {f}
yayın haklarının sahibi {i} der Lizenzinhaber {m}
yayın hukukuna göre {a} [huk]verlagsrechtlich {a}
yayın iki ucu arasındaki esnek bağ {i} [hek]die Sehne {f}
yayın istasyonu {i} die Sendeanlage {f}
yayın istasyonu {i} die Sendestation {f}
yayın istasyonu {i} die Sendestelle {f}
yayın istasyonu {i} die Station {f}
yayın kulesi {i} der Funkturm {m}
yayın kurumunda yazıları değerlendiren ve derleyen kişi {i} der Redakteur {m}
yayın kuşağı {i} die Sendezeit {f}
yayın merkezi {i} die Funkstelle {f}
yayın programı {i} das Verlagsprogramm {n}
yayın saati {i} die Sendezeit {f}
yayın sonu {i} der Sendeschluss {m}
yayın sözleşmesi {i} der Verlagsvertrag {m}
yayın tarihi {i} das Erscheinungsdatum {n}
yayın yapmak {v} senden {v}
yayın yeri {i} der Erscheinungsort {m}
yayın yılı {i} das Erscheinungsjahr {n}
yayın yoluyla duyurmak {v} verkünden {v}
yayın yoluyla duyurmak {v} verkündigen {v}
yayına ara verme işareti {i} [müz]das Pausenzeichen {n}
yayın {i} der Herausgeber {m}
yayın {i} die Herausgeberin {f}
yayın {i} der Verlag {m}
yayıncılık {i} der Verlagsbuchhandel {m}
yayıncılık {i} das Verlagswesen {n}
yayıncılıkla ilgili yasal düzenlemeler {i} [huk]das Verlagsrecht {n}
yayınevi {i} der Verlag {m}
yayınevi {i} die Verlagsbuchhandlung {f}
yayınevi {i} der Verleih {m}
yayınevi işareti {i} das Signet {n}
yayınevi programı {i} das Verlagsprogramm {n}
yayınevi taciri {i} der Verlagskaufmann {m}
yayınevi taciri kadın {i} die Verlagskauffrau {f}
yayınevine iade edilen kitap {i} die Remittende {f}
yayınevinin kendi kitabının başka yayınevi tarafından basılmasına izin vermesi {i} die Lizenzausgabe {f}
yayının parazit yapması {i} das Rauschen {n}
yayınlamak {fi} auflegen {v}
yayınlamak {fi} ausrufen {v}
yayınlamak {fi} ausschreiben {v}
yayınlamak {fi} ausstrahlen {v}
yayınlamak {fi} austragen {v}
yayınlamak {v} bringen {v}
yayınlamak {fi} durchgeben {v}
yayınlamak {itr} ergehen {itr}
yayınlamak {v} erlassen {v}
yayınlamak {fi} herausbringen {v}
yayınlamak {fi} herausgeben {v}
yayınlamak {v} senden {v}
yayınlamak {fi} übertragen {v}
yayınlamak {v} verlegen {v}
yayınlamak {fi} veröffentlichen {v}
yayınlanmak {fi} ausgehen {v}
yayınlanmamış {s} unveröffentlicht {adj}
yayınları ayırt etme sistemi {i} die Trennschärfe {f}
Indirekte Treffer
Avrupa Yayın Birliği {i} EBU {nom}
basın yayın bilimi {i} die Medienforschung {f}
basın yayın özgürlüğü {i} die Pressefreiheit {f}
basın-yayın bilgisi {i} die Zeitungswissenschaft {f}
basın-yayın bilimi {i} die Publizistik {f}
basın-yayın dairesi {i} das Presseamt {n}
belli bir yöne yayın yapan kısa dalga radyo istasyonu {i} der Richtstrahler {m}
bir yayın gerilme derecesi {i} die Bogenweite {f}
cana yayın {a} lieb {a}
cana yayın {a} gesellig {a}
cana yayın {a} zutraulich {a}
cana yayın {a} zugänglich {a}
cana yayın {a} umgänglich {a}
canlı yayın {i} die Direktsendung {f}
canlı yayın {i} die Übertragung {f}
canlı yayın {i} die Livesendung {f}
canlı yayın {i} die Direktübertragung {f}
canlı yayın olarak iletmek {allg} Live senden {allg}
canlı yayın yapmak {allg} Live übertragen {allg}
çok amaçlı yayın organları {i} der Medienverbund {m}
eğitim amaçlı yayın yapan televizyon kanalı {i} das Bildungsfernsehen {n}
gazete yayın kuruluşu {i} der Zeitungsverlag {m}
Genel Yayın Yönetmeni {i} [bas]der Chefredakteur {m}
günlük yayın {i} die Tagespresse {f}
kablolu yayın {i} das Kabelfernsehen {n}
kablolu yayın bağlantısı {i} der Kabelanschluss {m}
kamu yayın organları harcı {i} die Rundfunkgebühr {f}
kedi yayın balığı {i} [hayb]der Katzenwels {m}
konferans yayın {i} die Konferenzsendung {f}
muzır yayın {i} die Pornographie {f}
naklen yayın {i} die Übertragung {f}
naklen yayın {i} die Livesendung {f}
naklen yayın {i} die Direktübertragung {f}
naklen yayın {i} die Direktsendung {f}
parti yayın organı {i} [pol]das Zentralorgan {n}
posta yoluyla yayın dağıtımı {i} die Wurfsendung {f}
radyo yayın kurumu {i} die Rundfunkanstalt {f}
radyo yayın programı {i} die Sendefolge {f}
televizyon yayın kurumu {i} die Fernsehanstalt {f}
TVde bant yayın {i} die Konserve {f}
uydudan naklen yayın {i} die Satellitenübertragung {f}
yabancı dilde yayın {allg} fremdsprachliche Sendung {allg}
yayın balığı {i} [hayb]der Wels {m}
yayın bölgesi {i} der Sendebereich {m}
yayın frekansı {i} die Sendefrequenz {f}
yayın haklarının sahibi {i} der Lizenzinhaber {m}
yayın hukukuna göre {a} [huk]verlagsrechtlich {a}
yayın iki ucu arasındaki esnek bağ {i} [hek]die Sehne {f}
yayın istasyonu {i} die Sendestation {f}
yayın istasyonu {i} die Sendeanlage {f}
yayın istasyonu {i} die Station {f}
yayın istasyonu {i} die Sendestelle {f}
yayın kulesi {i} der Funkturm {m}
yayın kurumunda yazıları değerlendiren ve derleyen kişi {i} der Redakteur {m}
yayın kuşağı {i} die Sendezeit {f}
yayın merkezi {i} die Funkstelle {f}
yayın programı {i} das Verlagsprogramm {n}
yayın saati {i} die Sendezeit {f}
yayın sonu {i} der Sendeschluss {m}
yayın sözleşmesi {i} der Verlagsvertrag {m}
yayın tarihi {i} das Erscheinungsdatum {n}
yayın yapmak {v} senden {v}
yayın yeri {i} der Erscheinungsort {m}
yayın yılı {i} das Erscheinungsjahr {n}
yayın yoluyla duyurmak {v} verkündigen {v}
yayın yoluyla duyurmak {v} verkünden {v}