DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Hase {m} ıslıklı tavşan {i}
der Hase {m} [Zoo]tavşan {i}
die Hasel {f} [Bot.]fındık ağacı {i}
die Hasel {f} [Zoo]gümüşlü balık {i}
das Haselgebüsch {n} fındık bahçesi {i}
das Haselgebüsch {n} fındıklık {i}
das Haselhuhn {n} [Zoo]çil {i}
das Haselhuhn {n} [Zoo]çil keklik {i}
das Haselhuhn {n} [Zoo]dağ tavuğu {i}
das Haselhuhn {n} fındık tavuğu {i}
das Haselhuhn {n} orman tavuğu {i}
das Haselhuhn {n} tavuk {i}
die Haselmaus {f} [Zoo]fındık faresi {i}
die Haselmaus {f} fındıkfaresi {i}
die Haselmaus {f} kakırca {i}
die Haselnuss {f} [Bot.]fındık {i}
haselnussgroß {adj} fındık büyüklüğünde {s}
der Haselnussstecken {m} kızılcık sopası {i}
der Haselnussstrauch {m} [Bot.]fındık ağacı {i}
der Haselstrauch {m} [Bot.]fındık ağacı {i}
die Haselwurz {f} [Bot.]çobandüdüğü otu {i}
die Haselwurz {f} [Bot.]kediotu {i}
das Hasenblümchen {n} çançiçeği {i}
das Hasenblümchen {n} yaban sümbülü {i}
der Hasenbraten {m} tavşan kızartması {i}
das Hasenfett {n} tavşanyağı {i}
der Hasenfuß {m} korkak {i}
der Hasenfuß {m} ödlek {i}
der Hasenfuß {m} pısırık {i}
der Hasenfuß {m} ürkek {i}
das Hasenherz {n} korkak {i}
das Hasenherz {n} ürkek {i}
der Hasenklee {m} [Bot.]tavşanpaçası {i}
das Hasenohr {n} [Bot.]tavşankulağı {i}
die Hasenpest {f} [Med.]tularemi {i}
die Hasenscharte {f} [Med.]doğuştan olan dudaktaki yarık {i}
die Hasenscharte {f} [Med.]tavşan dudağı {i}
die Hasenscharte {f} tavşandudağı {i}
der Hasenschrot {m} ince saçma {i}
das Hasenschwänzchen {n} [Bot.]tavşankuyruğu {i}
Indirekte Treffer
das alte Hase {allg} yaşlı kurt {allg}
alte Hase {allg} eski kulağı kesiklerden {allg}
da liegt der Hase im Pfeffer {allg} işte esas sorun burada {allg}
da liegt der Hase im Pfeffer {allg} işte işin güçlüğü burada yatıyor! {allg}
ein alter Hase {allg} kaçın kurası {allg}
mein Name ist Hase {allg} hiçbir suçum yok {allg}
mein Name ist Hase {allg} hiç haberim yok {allg}
mein Name ist Hase ich weiß von nichts {allg} hiç bir şeyden haberim yok {allg}
mein Name ist Hase ich weiß von nichts {allg} bazen bildiği halde konuşmak istememek {allg}
wissen wie der Hase läuft {allg} işlerin nereye varacağını önceden bilmek {allg}
wo Fuchs und Hase sich gute Nacht sagen {allg} kuş uçup kervan geçmez bir yer {allg}