TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
altından {allg} darunter hervor {allg}
altından {a} golden {a}
altından {allg} von Gold {allg}
altından yapılma ince yaprak {i} das Rauschgold {n}
altından yapılmış {s} golden {adj}
altından yapılmış ziynet eşyası {i} die Goldwaren {f}
Indirekte Treffer
altından yapılma ince yaprak {i} das Rauschgold {n}
altından yapılmış {s} golden {adj}
altından yapılmış ziynet eşyası {i} die Goldwaren {f}
başka bir yolun altından geçerek yol yapmak {v} unterführen {v}
ben bunun altından kalkamam {allg} Ich bin überfordert {allg}
bıyık altından gülmek {i} das Ins Fäustchen lachen {n}
bıyık altından gülmek {fi} schmunzeln {v}
çene altından bağlamalı kadın şapkası {i} der Kapotthut {m}
dil üstünden veya altından {a} perlingual {a}
diz altından bağlanan geniş pantalon {i} die Pumphose {f}
dur bekle bakalım altından ne çıkacak? {allg} das dicke Ende kommt noch {allg}
el altından {s} still {adj}
el altından {adv} hintenherum {adv}
el altından {allg} unter der Hand {allg}
el altından satmak {fi} verschieben {v}
el altından satmak {allg} unter der Hand verkaufen {allg}
köprünün altından çok sular geçti {allg} seitdem ist viel Wasser den Fluss hinabgeflossen {allg}
saf altından {s} echtgolden {adj}
saman altından su yürütmek {allg} Ränke schmieden {allg}
saman altından su yürütmek {itr} intrigieren {itr}
saman altından su yürütmek {allg} aussehen als ob man kein Wässerchen trüben könnte {allg}
saman altından su yürütmek {fi} alles klammheimlich machen {v}
som altından {s} echtgolden {adj}
sudan veya toprak altından can ve mal kurtarma {i} die Bergung {f}
sudan veya toprak altından kurtarılan mal {i} das Bergungsgut {n}
sudan veya toprak altından kurtarılan mallar için alınan ücret {i} der Bergelohn {m}
sudan veya toprak altından kurtarılan mallar için alınan ücret {i} das Bergegeld {n}
sudan veya toprak altından kurtarılan mallar için alınan ücret {i} der Bergungslohn {m}