TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ardı arası kesilmeden {a} unaufhörlich {a}
ardı ardına {adv} aufeinander {adv}
ardı ardına {adv} nacheinander {adv}
ardı ardına {allg} Schlag auf Schlag {allg}
ardı ardına gelmek {fi} drängen {v}
ardı arkası gelmeyen {s} unausgesetzt {adj}
ardı sıra {s} hinterher {adj}
ardıç {i} [bitk]die Krammetsbeere {f}
ardıç {i} der Rohrsänger {m}
ardıç {i} der Steinrötel {m}
ardıç {i} der Sumpfrohrsänger {m}
ardıç {i} [bitk]der Wacholder {m}
ardıç ağacı {i} [bitk]der Krammet {m}
ardıç ağacı {i} [bitk]der Wacholderbaum {m}
ardıç bülbülü {i} [hayb]der Sprosser {m}
ardıç kuşu {i} [hayb]der Krammetsvogel {m}
ardıç kuşu {i} [hayb]die Wacholderdrossel {f}
ardıç yemişi {i} [bitk]die Wacholderbeere {f}
ardıçkatranı ağacı {allg} gemeiner Sadebaum {allg}
ardıçkatranı ağacı {i} der Sadebaum {m}
ardıçkatranı ağacı {allg} schwarzer Wacholder {allg}
ardıçkatranı ağacı {i} der Wacholder {m}
ardıçkuşu {i} [hayb]die Drossel {f}
ardıçkuşu {i} die Ringdrossel {f}
ardıçkuşu {i} die Singdrossel {f}
ardıçkuşu {i} die Wacholderdrossel {f}
ardılın atanması {allg} Ernennung eines Nachfolgers {allg}
ardılın tayini {allg} Einsetzung eines Nachfolgers {allg}
ardıllık {i} die Nachfolge {f}
ardıllık {i} die Sukzession {f}
ardıllık {i} die Surrogation {f}
ardına {öt} hinter {prp}
ardına bakmak {allg} hinter sich blicken {allg}
ardına düşmek {allg} hinter jdm hergehen {allg}
ardına düşmek {fi} hinterher sein {v}
ardına düşmek {fi} nachgehen {v}
ardına kadar açık {s} sperrangelweit {adj}
ardına kadar açık {s} sperrweit {adj}
ardına kadar açmak {fi} den Mund aufsperren {v}
ardında {öt} hinter {prp}
ardında bırakmak {fi} hinterlassen {v}
ardında ışıklı iz bırakan mermi {i} [ask]die Leuchtspurmunition {f}
ardında yatan anlam {i} der Hintersinn {m}
ardında yatan sebep {i} der Hintergrund {m}
ardından {s} hinterher {adj}
ardından atmak {fi} nachwerfen {v}
ardından bakmak {fi} dahinter gucken {v}
ardından gelen {i} der Nachfolger {m}
ardından gitmek {fi} hergehen {v}
ardından gitmek {fi} hinterhergehen {v}
ardından koşmak {v} ereilen {v}
ardından koşmak {fi} hinterherlaufen {v}
ardından koşmak {itr} nachrennen {itr}
ardından kötü konuşma {allg} üble Nachrede {allg}
ardışık {a} aufeinanderfolgend {a}
ardışık {s} fortlaufend {adj}
ardışık {allg} sukzessiv {allg}
ardışık analiz {i} die Folgeprüfung {f}
ardışık envanter sayımı {allg} fortlaufende Inventur {allg}
ardışık ilerleme {allg} sequentieller Fortschritt {allg}
ardışık süreç {allg} sequentieller Ablauf {allg}
ardışıklık {i} die Reihenfolge {f}
Indirekte Treffer
ardı arası kesilmeden {a} unaufhörlich {a}
ardı ardına {allg} Schlag auf Schlag {allg}
ardı ardına {adv} nacheinander {adv}
ardı ardına {adv} aufeinander {adv}
ardı ardına gelmek {fi} drängen {v}
ardı arkası gelmeyen {s} unausgesetzt {adj}
ardı sıra {s} hinterher {adj}
göz ardı edilemez {s} unleugbar {adj}
göz ardı etmek {fi} offen lassen {v}
göz ardı etmek {fi} außer Betracht lassen {v}