TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kaplı {s} bedeckt {adj}
kaplı {s} bekleidet {adj}
kaplı {s} bestanden {adj}
kaplı {s} bewachsen {adj}
kaplıca {i} [bitk]das Amelkorn {n}
kaplıca {i} das Bad {n}
kaplıca {i} der Badeort {m}
kaplıca {i} der Brunnen {m}
kaplıca {i} [bitk]der Dinkel {m}
kaplıca {i} das Heilbad {n}
kaplıca {i} die Heilquelle {f}
kaplıca {allg} heiße Quellen {allg}
kaplıca {i} die Kur {f}
kaplıca {i} das Kurbad {n}
kaplıca {i} das Kurhaus {n}
kaplıca {i} der Kurort {m}
kaplıca {i} die Mineralquelle {f}
kaplıca {i} die Quelle {f}
kaplıca {i} das Thermalbad {n}
kaplıca {i} die Thermalquelle {f}
kaplıca {i} das Wildbad {n}
kaplıca banyosu {i} das Mineralbad {n}
kaplıca banyosu {i} das Thermalbad {n}
kaplıca buğdayı {i} [bitk]der Spelt {m}
kaplıca buğdayı {i} [bitk]der Spelz {m}
kaplıca müşterisi {i} der Badegast {m}
kaplıca müşterisi {i} der Kurgast {m}
kaplıca oteli {i} das Kurhaus {n}
kaplıca oteli {i} das Kurhotel {n}
kaplıca suyu {i} der Brunnen {m}
kaplıca tedavisi {i} die Badekur {f}
kaplıca tedavisi {i} die Brunnenkur {f}
kaplıca tedavisi {i} die Kur {f}
kaplıca tedavisi olan kişi {i} der Kurgast {m}
kaplıca tedavisi tesisi {i} die Kurheilstätte {f}
kaplıcada hastanın ödediği belediye vergisi {i} die Kurtaxe {f}
kaplıcalar {i} die Brunnenanstalt {f}
kaplıcalar {i} der Gesundbrunnen {m}
kaplıcalara gitmek {allg} zur Kur fahren {allg}
Indirekte Treffer
... ile kaplı {allg} besät mit ... {allg}
açmış çiçeklerle kaplı geniş alan {i} der Blumenteppich {m}
açmış çiçeklerle kaplı geniş alan {i} das Blumenmeer {n}
balçıkla kaplı zemin {i} der Lehmboden {m}
bulutla kaplı {s} wolkenverhangen {adj}
bulutlarla kaplı {s} [metr]wolkig {adj}
buzul devrinden kalma kum kaplı alanlar {i} [coğ]der Sander {m}
çiçeklerle kaplı {s} blumig {adj}
çim kaplı {s} grasbedeckt {adj}
çimenle kaplı {s} rasig {adj}
duvarları lastik kaplı deli hücresi {i} die Gummizelle {f}
göllerle kaplı ova {i} [coğ]die Platte {f}
hasırlarla kaplı {s} schilfig {adj}
ipek kaplı {s} seidenbesponnen {adj}
karla kaplı {s} verschneit {adj}
karla kaplı {s} schneeig {adj}
karla kaplı {s} schneebedeckt {adj}
karla kaplı {s} beschneit {adj}
krom kaplı {s} verchromt {adj}
ormanla kaplı arazi {i} das Waldland {n}
ot kaplı {s} grasbedeckt {adj}
ot kaplı dam {i} das Strohdach {n}
otsu bitkilerle kaplı çayır {i} die Savanne {f}
pulla kaplı {s} beschuppt {adj}
pullarla kaplı {s} schuppig {adj}
reboroit kaplı çatı {i} das Pappdach {n}
sırtı bez kaplı kitap cildi {i} der Halbleinenband {m}
tahta kaplı {s} beplankt {adj}
tozla kaplı {s} staubig {adj}
tuz kristali kaplı çöl {i} die Salzwüste {f}
üzeri çikolata kaplı yuvarlak pasta {i} der Mohrenkopf {m}
üzeri kaplı {s} übersät {adj}
yarı deri yarı bez kaplı cilt {i} der Halblederband {m}
yarı deri yarı bez kaplı cilt {i} der Halbfranzband {m}
yıldızlarla kaplı {s} bestirnt {adj}
yıldızlarla kaplı {s} besternt {adj}
yıldızlarla kaplı gökyüzü {i} [ed]das Sternenzelt {n}