özelliğini değiştirmek {fi} | umfunktionieren {v} |
|
özelliğini kaybetmemiş {s} | unverdorben {adj} |
|
özelliğini kaybetmiş {s}
[tek] | unrund {adj} |
|
özelliğini kaybetmiş {s} | verderbt {adj} |
|
belirli bir özelliği veya yaşama biçimini sergileyen resim türü {i} | das Sittenbild {n} |
|
beşgen özelliği gösteren {s}
[mat] | pentagonal {adj} |
|
bir yöresel toplumun karakteristik dil özelliği {i} | das Idiom {n} |
|
cep telefonunun iki sistemle çalışma özelliği {i} | der Dualband {m} |
|
dikilebilme özelliği {i} | die Vernähbarkeit {f} |
|
dil özelliği {i} | die Spracheigenheit {f} |
|
doğal özelliği olan bir bölge {i}
[coğ] | die Landschaft {f} |
|
endüksiyon özelliği {i} | die Induktionseigenschaft {f} |
|
farklı yönden bakıldığında farklı renk gösterme özelliği {i} | der Pleochroismus {m} |
|
fosforlu ışık verme özelliği {i} | die Phosphoreszenz {f} |
|
giriş özelliği olan {s} | propädeutisch {adj} |
|
hiçbir özelliği bulunmayan {s} | nullachtfünfzehn {adj} |
|
iki farklı sistem ile çalışma özelliği {i} | der Dualband {m} |
|
iyi kavrama özelliği olan {s} | griffig {adj} |
|
ışık geçirme özelliği {i} | die Lichtstärke {f} |
|
karakteristik özelliği olmak {itr} | kennzeichnen {itr} |
|
keçeleşme özelliği {i} | das Filzvermögen {n} |
|
kişinin karakter özelliği {i}
[demy] | der Zug {m} |
|
su iticilik özelliği vermek {allg} | wasserabstoßend imprägnieren {allg} |
|
toprağın doğal özelliği {i} | die Bodenbeschaffenheit {f} |
|
vakit geçirecek hiçbir özelliği olmayan küçük şehir {i} | das Drecknest {n} |
|