DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
schwarz {adj} demli {s}
schwarz {adj} kara {s}
schwarz {adj} kötülük simgesi {s}
schwarz {adj} koyu {s}
schwarz {adj} matem simgesi {s}
schwarz {adj} siyah {s}
das Schwarz {n} siyah renk {i}
schwarz {adj} yasadışılık simgesi {s}
schwarz auf weiß {allg} basılmış {allg}
schwarz auf weiß {allg} yazılmış {allg}
schwarz kleiden {allg} siyah elbise giymek {allg}
schwarz kleiden {allg} siyahlara bürünmek {allg}
schwarz malen {v} karamsar olmak {fi}
schwarz malen {v} kötümser olmak {fi}
schwarz sehen {v} abone ücreti ödemeden televizyon seyretmek {fi}
schwarz sehen {v} her şeye olumsuz tarafından bakmak {fi}
schwarz sehen {v} karamsar olmak {fi}
schwarz sehen {v} kötümser olmak {fi}
schwarz wie Pech {allg} zift gibi kara {allg}
die Schwarzarbeit {f} kaçak çalışma {i}
die Schwarzarbeit {f} kaçak {i}
die Schwarzarbeit {f} kaçak işçi çalıştırma {i}
schwarzarbeiten {v} kaçak çalışmak {fi}
der Schwarzarbeiter {m} kaçak işçi {i}
die Schwarzarbeiterin {f} kaçak işçi {i}
schwarzäugig {adj} kara gözlü {s}
schwarzäugig {adj} siyah gözlü {s}
das Schwarzblech {n} kara sac {i}
schwarzbraun {a} kara yağız {a}
das Schwarzbrot {n} Alman ekmeği {i}
das Schwarzbrot {n} çavdar ekmeği {i}
das Schwarzbrot {n} esmer ekmek {i}
das Schwarzbrot {n} siyah ekmek {i}
der Schwarzdorn {m} çakaleriği {i}
der Schwarzdorn {m} güvem {i}
der Schwarzdorn {m} karaçalı {i}
der Schwarzdorn {m} [Bot.]karadiken {i}
der Schwarzdorn {m} [Bot.]yabani erik ağacı {i}
die Schwarzdrossel {f} [Zoo]karatavuk {i}
die Schwärze {f} [Med.]doku kararmasına yol açan hastalık {i}
die Schwärze {f} karalık {i}
die Schwärze {f} karartı {i}
die Schwärze {f} siyah boya {i}
die Schwärze {f} siyah mürekkep {i}
die Schwärze {f} siyah saçlı kadın {i}
die Schwärze {f} siyahlık {i}
die Schwärze {f} zenci kadın {i}
schwarze Diamanten {allg} kara elmas {allg}
schwarze Diamanten {allg} taşkömürü {allg}
schwarze Dienerin {allg} arapbacı {allg}
schwarze Dienerin {allg} halayık {allg}
schwarze Flockenblume {allg} kantaron çiçeği {allg}
schwarze Flockenblume {allg} kara kantaron çiçeği {allg}
schwarze Johannisbeere {allg} siyah frenküzümü {allg}
schwarze Johannisbeere {allg} siyah kuşüzümü {allg}
die schwarze Johannisbeere {f} [Bot.]siyah frenk üzümü {i}
schwarze Liste {allg} arananlar listesi {allg}
schwarze Liste {allg} kara liste {allg}
schwarze Liste {allg} şüpheli kişiler listesi {allg}
die schwarze Maulbeere {f} [Bot.]karadut {i}
Schwarze Nießwurz {allg} çöpleme {allg}
Schwarze Nießwurz {allg} harbak {allg}
Schwarze Nießwurz {allg} kara çöpleme {allg}
Schwarze Nießwurz {allg} karacaot {allg}
Schwarze Nießwurz {allg} kış kolu {allg}
Schwarze Nießwurz {allg} siyah harbak {allg}
Schwarze Witwe {allg} karadul {allg}
schwärzen {v} karartmak {v}
schwärzen {v} siyahlatmak {v}
schwarzer Bernstein {allg} oltu taşı {allg}
schwarzer Holunder {allg} mürver {allg}
schwarzer Holunder {allg} mürver ağacı {allg}
schwarzer Holunder {allg} siyah mürver ağacı {allg}
schwarzer Humor {allg} kara mizah {allg}
schwarzer Kaffee {allg} sütsüz ve koyu kahve {allg}
Schwarzer Kronenkranich {allg} siyah telli turna {allg}
Schwarzer Kronenkranich {allg} telli turna {allg}
Schwarzer Kronenkranich {allg} tuğlu turna {allg}
Schwarzer Kronenkranich {allg} turna {allg}
schwarzer Markt {allg} kaçakçı pazarı {allg}
Indirekte Treffer
da kannst du warten bis du schwarz wirst {allg} çok beklersin {allg}
mir wird schwarz vor Augen {allg} gözüm kararıyor {allg}
schwarz auf weiß {allg} yazılmış {allg}
schwarz auf weiß {allg} basılmış {allg}
schwarz kleiden {allg} siyahlara bürünmek {allg}
schwarz kleiden {allg} siyah elbise giymek {allg}
schwarz malen {v} kötümser olmak {fi}
schwarz malen {v} karamsar olmak {fi}
schwarz sehen {v} abone ücreti ödemeden televizyon seyretmek {fi}
schwarz sehen {v} kötümser olmak {fi}
schwarz sehen {v} karamsar olmak {fi}
schwarz sehen {v} her şeye olumsuz tarafından bakmak {fi}
schwarz wie Pech {allg} zift gibi kara {allg}