DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Stich {m} [Med.]ani sancı {i}
der Stich {m} bıçak ile vurma {i}
der Stich {m} bıçaklama {i}
der Stich {m} dikiş tarzı {i}
der Stich {m} dikme {i}
der Stich {m} [Naut.]düğüm {i}
der Stich {m} [Kartsp]el alma {i}
der Stich {m} gravür {i}
der Stich {m} ısırma {i}
der Stich {m} [Arc]kubbe yüksekliği {i}
der Stich {m} sokma {i}
der Stichbalken {m} [Arc]yarım kiriş {i}
der Stichel {m} hak kalemi {i}
der Stichel {m} hakkak kalemi {i}
der Stichel {m} oyma kalemi {i}
der Stichel {m} oymacı kalemi {i}
die Stichelei {f} iğne işi {i}
die Stichelei {f} iğneleme {i}
die Stichelei {f} kırıcı söz {i}
die Stichelei {f} kırma {i}
die Stichelei {f} oya işi {i}
das Stichelhaar {n} köpek kılı {i}
stichelhaarig {adj} [Zoo]kısa ve sert tüylü {s}
sticheln {itr} elişi yapmak {itr}
sticheln {itr} iğne ile dikiş dikmek {itr}
sticheln {itr} iğnelemek {itr}
sticheln {itr} iğneleyici sözler söylemek {itr}
sticheln {v} taş atmak {fi}
stichfest {adj} çürütülemez {s}
stichfest {adj} darbelere dayanıklı {s}
stichfest {adj} dokunulamaz {s}
die Stichflamme {f} ani alev {i}
stichhaltig {adj} çürütülemez {s}
stichhaltig {adj} inandırıcı {s}
stichhaltig {adj} reddedilemez {s}
stichhaltig {a} sağlam {a}
die Stichhaltigkeit {f} çürütülememe {i}
die Stichhaltigkeit {f} inandırıcılık {i}
die Stichhaltigkeit {f} reddedilememe {i}
der Stichkampf {m} [Sp]eşitlik durumunda oynanan nihai maç {i}
die Stichkappe {f} [Arc]büyük tonoz içindeki küçük tonoz {i}
der Stichling {m} [Zoo]dikence balığı {i}
die Stichprobe {f} rasgele örnek alma {i}
stichprobenfremder Fehler {allg} tesadüfi hata {allg}
stichprobenweise Kontrolle {allg} örnek olarak kontrol {allg}
der Stichpunkt {m} madde başı {i}
das Stichsäge {n} delik testeresi {i}
der Stichtag {m} gün {i}
der Stichtag {m} son gün {i}
der Stichtag {m} valör {i}
der Stichtag {m} yürürlüğe giriş tarihi {i}
der Stichttag {m} [Jur.]son gün {i}
die Stichwahl {f} balotaj {i}
das Stichwort {n} hatırlatıcı açıklama {i}
das Stichwort {n} konuyla ilgili önemli kelime {i}
das Stichwort {n} madde başı {i}
das Stichwort {n} maddebaşı sözcük {i}
das Stichwort {n} parola {i}
das Stichwort {n} [Theat]replik {i}
stichwortartig {adv} maddeler halinde {adv}
das Stichwortverzeichnis {n} dizin {i}
das Stichwortverzeichnis {n} fihrist {i}
die Stichwunde {f} bıçak yarası {i}
Indirekte Treffer
die du hast wohl einen Stich {allg} aklını oynattın! {allg}
einen Stich haben {allg} manyak olmak {allg}
einen Stich haben {allg} kafadan kontak olmak {allg}
im Stich lassen {v} yarı yolda bırakmak {fi}
jdn im Stich lassen {allg} birisini terk etmek {allg}
jdn im Stich lassen {allg} bırakmak {allg}
jemanden im Stich lassen {allg} birini zor durumda ortada bırakmak {allg}
jemanden im Stich lassen {allg} birini yolda bırakmak {allg}
jemanden im Stich lassen {allg} yüzüstü bırakmak {allg}
jemanden im Stich lassen {allg} birisini yüzüstü bırakmak {allg}
jemanden im Stich lassen {allg} birisini yarı yolda bırakmak {allg}
tödlicher Stich {allg} öldürücü bir darbe {allg}