vücutta göğüs ve boyun kısmı {i} | das Dekolletee {n} |
|
vücutta karıncalanma {i}
[hek] | das Ameisenlaufen {n} |
|
vücutta öpüşme veya sevişme nedeniyle oluşan iz {i} | der Knutschfleck {m} |
|
vücutta taş oluşması {i}
[hek] | die Steinkrankheit {f} |
|
vücutta yağlanma {i} | der Fettansatz {m} |
|
vücuttaki istenmeyen tüyleri almak {v} | depilieren {v} |
|
vücuttaki istenmeyen tüylerin alınması {i} | die Depilation {f} |
|
vücuttaki yabancı organizmaları belirleyen alet {i} | das Boloskop {n} |
|
vücuttan sıvı çekmeye yarayan alet {i}
[hek] | der Trokar {m} |
|
vücuttan uzaklaştırmak {fi} | abspreizen {v} |
|
demir elementinin vücutta depo edilen şekli {i} | das Ferritin {n} |
|
hastalığa neden olan faktörlere karşı vücutta var olan direnme gücü {i} | die Resistenz {f} |
|
merminin vücutta geçtiği yol {i} | der Schusskanal {m} |
|
ruhun ölümden sonra bir başka vücutta yeniden doğması {i} | die Reinkarnation {f} |
|
tükürük yolu ile bulaşan bir mikrobun vücutta yayılması ve gelişmesi {i}
[hek] | die Tröpfcheninfektion {f} |
|
vücutta göğüs ve boyun kısmı {i} | das Dekolletee {n} |
|
vücutta karıncalanma {i}
[hek] | das Ameisenlaufen {n} |
|
vücutta öpüşme veya sevişme nedeniyle oluşan iz {i} | der Knutschfleck {m} |
|
vücutta taş oluşması {i}
[hek] | die Steinkrankheit {f} |
|
vücutta yağlanma {i} | der Fettansatz {m} |
|
zararlı maddelerin vücutta tutulması {i}
[hek] | die Retention {f} |
|