TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
sıvı {i} die Aspiration {f}
sıvı {s} fluid {adj}
sıvı {s} flüssig {adj}
sıvı {i} die Flüssigkeit {f}
sıvı {i} das Nass {n}
sıvı {s} tropfbar {adj}
sıvı {i} das Wasser {n}
sıvı bilançosu {i} die Flüssigkeitsbilanz {f}
sıvı birikmesi {i} das Ödem {n}
sıvı çalkalama aleti {i} der Quirl {m}
sıvı çekmek {fi} abzapfen {v}
sıvı çekmeye yarayan boru {i} der Stechheber {m}
sıvı cisimler {allg} flüssige Körper {allg}
sıvı dinamiği {i} [fiz]die Hydrodynamik {f}
sıvı doldurmak {fi} in etwas abfüllen {v}
sıvı emebilen {s} saugfähig {adj}
sıvı gaz {i} das Flüssiggas {n}
sıvı halde çelik {i} das Flusseisen {n}
sıvı halde çelik {i} der Flussstahl {m}
sıvı haldeki organik bileşke {i} das Öl {n}
sıvı hale getirmek {v} flüssig machen {v}
sıvı hale getirmek {v} kondensieren {v}
sıvı haline gelmek {itr} zerfließen {itr}
sıvı hücre stoplazması {i} [biy]das Paraplasma {n}
sıvı kargo {allg} flüssige Ladung {allg}
sıvı kargo {allg} nasse Ladung {allg}
sıvı karıştırmak {fi} aufrühren {v}
sıvı madde {i} das Fluidum {n}
sıvı madde {i} die Flüssigkeit {f}
sıvı madde mayalanması {i} die Schleimgärung {f}
sıvı madde oluşumu {i} die Schleimbildung {f}
sıvı miktarı {i} die Flüssigkeitsmenge {f}
sıvı navlun {allg} nasse Ladung {allg}
sıvı ölçeği {i} die Bürette {f}
sıvı ölçeği {i} das Eichmaß {n}
sıvı ölçeği {i} das Seidel {n}
sıvı ölçeği mandalı {i} [kim]die Büretteklemme {f}
sıvı ölçü birimi {i} die Pinte {f}
sıvı püskürtmek {v} zerstäuben {v}
sıvı sabun {i} die Cremseife {f}
sıvı sabun {i} die Flüssigseife {f}
sıvı sabunluk {i} [tek]der Seifenspender {m}
sıvı statiği {i} [fiz]die Hydrostatik {f}
sıvı tankı {i} [tek]der Tank {m}
sıvı toplanması {i} das Ödem {n}
sıvı üzerindeki küflü tabaka {i} der Kahm {m}
sıvı yağ {i} das Öl {n}
sıvı yağ üretimi {i} die Ölgewinnung {f}
sıvı yakıt {i} der Brennstoff {m}
sıvı yakıt {i} das Heizöl {n}
sıvı yük {allg} flüssige Ladung {allg}
sıvı yük {allg} nasse Ladung {allg}
sıvılardaki alkol miktarı ölçüm aleti {i} das Vaporimeter {n}
sıvılardaki alkol oranını belirleme {i} die Vaporisation {f}
sıvıların özgül ağırlığını ölçen alet {i} das Aräometer {n}
sıvılaşmak {allg} flüssig werden {allg}
sıvılaşmak {fi} verflüssigen {v}
sıvılaştırılmış gaz {i} das Flüssiggas {n}
sıvılaştırma {i} die Verflüssigung {f}
sıvılaştırmak {fi} verflüssigen {v}
sıvılık {i} die Liquidät {f}
sıvındırmak {fi} verflüssigen {v}
sıvının kaba yaptığı taban basıncı {i} der Bodendruck {m}
sıvınmak {fi} abhauen {v}
sıvınmak {fi} ausrücken {v}
sıvınmak {fi} durchgehen {v}
sıvınmak {fi} entweichen {v}
sıvınmak {fi} entwischen {v}
sıvınmak {fi} verdrücken {v}
sıvınmak {fi} verflüssigen {v}
sıvınmak {fi} türmen {v}
sıvınmak {fi} verduften {v}
sıvısever {s} lyophil {adj}
sıvısevmez {s} lyophob {adj}
sıvışma {s} dünn {adj}
sıvışma {i} das Entrinnen {n}
sıvışma {i} die Verflüchtigung {f}
sıvışmak {itr} abhauen {itr}
sıvışmak {allg} auf Nimmerwiedersehen verschwinden {allg}
sıvışmak {allg} auf und davon gehen {allg}
Indirekte Treffer
alkollü veya alkolsüz olarak pazarlanan güzel kokulu sıvı {i} das Eau de Toilette {n}
beyaz renkli ve çok sıvı dışkı {i} [hek]der Reiswasserstuhl {m}
bir sıvıya başka bir sıvı katmak {v} versetzen {v}
deri altına sıvı verme {i} [hek]die Infusion {f}
doğumdan sonra kadının göğsünden gelen süte benzer sıvı {i} [hek]die Kolostralmilch {f}
dökülen sıvı {i} der Abguss {m}
donma önleyici sıvı {i} [kim]das Glysantin {n}
embriyonun içinde bulunduğu sıvı {i} [hek]das Fruchtwasser {n}
eritici sıvı dökerek çözmek {fi} [kim]auswaschen {v}
gazın sıvı veya katı duruma geçişi {i} [fiz]die Kondensation {f}
organların röntgen çekimi için hastaya içirilen sıvı {i} [hek]die Kontrastbrei {f}
içinde hücrelerin bulunduğu kanın sıvı kısmı {i} das Plasma {n}
İngiliz sıvı ölçü birimi {i} das Pint {n}
kana verilen bir sıvı {i} die Blutflüssigkeit {f}
kanın pıhtılaşması durumunda hastaya verilen, su, yumurta akı ve tuz bileşiminden oluşan sıvı {i} [hek]das Blutwasser {n}
kaptan kaba sıvı aktarmaya yarayan U şeklindeki cam tüp {i} der Saugheber {m}
katı parçacıkları bir sıvı içinde dağıtmak {v} suspendieren {v}
koyu ve yapışkan sıvı {i} der Seim {m}
lenf damarlarında dolaşan berrak ve sarı renkli sıvı {i} die Lymphe {f}
püskürtücü yardımıyla püskürtülmüş sıvı demeti {mn} Spray {mn}
röntgen çekiminde karşıtlığı belirlemek amacıyla kullanılan gaz veya sıvı madde {i} [hek]das Kontrastmittel {n}
sıvı bilançosu {i} die Flüssigkeitsbilanz {f}
sıvı birikmesi {i} das Ödem {n}
sıvı çalkalama aleti {i} der Quirl {m}
sıvı çekmek {fi} abzapfen {v}
sıvı çekmeye yarayan boru {i} der Stechheber {m}
sıvı cisimler {allg} flüssige Körper {allg}
sıvı dinamiği {i} [fiz]die Hydrodynamik {f}
sıvı doldurmak {fi} in etwas abfüllen {v}
sıvı emebilen {s} saugfähig {adj}
sıvı gaz {i} das Flüssiggas {n}
sıvı halde çelik {i} der Flussstahl {m}
sıvı halde çelik {i} das Flusseisen {n}
sıvı haldeki organik bileşke {i} das Öl {n}
sıvı hale getirmek {v} kondensieren {v}
sıvı hale getirmek {v} flüssig machen {v}
sıvı haline gelmek {itr} zerfließen {itr}
sıvı hücre stoplazması {i} [biy]das Paraplasma {n}
sıvı kargo {allg} flüssige Ladung {allg}
sıvı kargo {allg} nasse Ladung {allg}
sıvı karıştırmak {fi} aufrühren {v}
sıvı madde {i} die Flüssigkeit {f}
sıvı madde {i} das Fluidum {n}
sıvı madde mayalanması {i} die Schleimgärung {f}
sıvı madde oluşumu {i} die Schleimbildung {f}
sıvı miktarı {i} die Flüssigkeitsmenge {f}
sıvı navlun {allg} nasse Ladung {allg}
sıvı ölçeği {i} die Bürette {f}
sıvı ölçeği {i} das Seidel {n}
sıvı ölçeği {i} das Eichmaß {n}
sıvı ölçeği mandalı {i} [kim]die Büretteklemme {f}
sıvı ölçü birimi {i} die Pinte {f}
sıvı püskürtmek {v} zerstäuben {v}
sıvı sabun {i} die Flüssigseife {f}
sıvı sabun {i} die Cremseife {f}
sıvı sabunluk {i} [tek]der Seifenspender {m}
sıvı statiği {i} [fiz]die Hydrostatik {f}
sıvı tankı {i} [tek]der Tank {m}
sıvı toplanması {i} das Ödem {n}
sıvı üzerindeki küflü tabaka {i} der Kahm {m}
sıvı yağ {i} das Öl {n}
sıvı yağ üretimi {i} die Ölgewinnung {f}
sıvı yakıt {i} das Heizöl {n}
sıvı yakıt {i} der Brennstoff {m}
sıvı yük {allg} nasse Ladung {allg}
sıvı yük {allg} flüssige Ladung {allg}
sütümsü bitkisel sıvı {i} [bitk]die Milch {f}
üzerine sıvı dökmek {fi} übergießen {v}
vücuttan sıvı çekmeye yarayan alet {i} [hek]der Trokar {m}