TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
amacıyla {allg} auf dass {allg}
amacıyla {öt} behufs (Veraltet!) {prp}
amacıyla {öt} zwecks {prp}
Indirekte Treffer
... amacıyla {adv} damit {adv}
aldatma amacıyla {s} fälschlich {adj}
aldatmak amacıyla rol yapmak {fi} vortäuschen {v}
alış-veriş yapmak amacıyla çarşıda yapılan gezinti {i} der Einkaufsbummel {m}
almak amacıyla elini uzatmak {fi} zulangen {v}
bağışıklık amacıyla aşı yapmak {v} vakzinieren {v}
bağışıklık amacıyla aşılama {i} [hek]die Vakzination {f}
başını selamlama amacıyla eğmek {itr} nicken {itr}
bayrakların yas amacıyla yarıya indirilmesi {i} die Trauerfahne {f}
bazı firmaların mallarını yüksek fiyatla satmak amacıyla düzenledikleri ucuz gezi {i} die Kaffeefahrt {f}
bina inşaatının tamamlanmasını kutlamak amacıyla çatıya dikilen süslü ağaç veya direk {i} der Richtbaum {m}
çalışma yöntemini belirlemek amacıyla yapılan inceleme {i} die Bewegungsstudie {f}
çayı sıcak tutmak amacıyla kullanılan küçük mum {i} das Teelicht {n}
cesedin çürümesini önlemek amacıyla tahnit etmek {v} balsamieren {v}
deneme amacıyla {adv} probeweise {adv}
denemek amacıyla {adv} versuchsweise {adv}
evlenmek amacıyla bir kıza talip olmak {v} freien {v}
evlerin arasında yangını önlemek amacıyla bırakılmış aralık {i} die Brandgasse {f}
farklı cümle yapılarını gösterebilmek amacıyla öğelerin yerlerini değiştirme {i} [dilb]die Verschiebeprobe {f}
fiyat dalgalanmalarını azaltmak amacıyla stoklama {i} das Ausgleichslager {n}
geçersiz kılmak amacıyla çizmek {fi} durchstreichen {v}
gübre elde etmek amacıyla bitki kalıntılarının yığınlandığı yer {i} der Komposthaufen {m}
güçleri dengelemek amacıyla avans vermek {fi} [sp]vorgeben {v}
güvenlik amacıyla kopyasını çıkarmak {allg} Sicherheitskopie anlegen {allg}
hayır amacıyla bağışta bulunma {i} die Dotation {f}
hile amacıyla süte su katan kimse {i} der Panscher {m}
hizmet amacıyla kullanılan silah {i} der Dienstrevolver {m}
hırsızlık amacıyla girmek {fi} einbrechen {v}
ihtilaflı tarafların duruşmadan önce uzlaşma amacıyla bir araya gelmesi {i} [huk]der Sühnetermin {m}
ikamet amacıyla bir yere yerleşme {i} die Niederlassung {f}
istekte bulunmak amacıyla birisine yaklaşmak {fi} antreten {v}
ısınmak amacıyla üzerine örtülen örtü {i} die Mütze {f}
kaliteli beton yapılması amacıyla yıkanmış {i} der Edelsplitt {m}
konaklama amacıyla kullanmak {v} belegen {v}
korkutmak amacıyla ateş etme {i} der Schreckschuss {m}
kötüyü iyi göstermek amacıyla süslemek {itr} überzuckern {itr}
kredi verme amacıyla kredi alma {i} die Refinanzierung {f}
menfaatleri korumak amacıyla bir araya gelmek {fi} zusammenschließen {v}
muayene amacıyla vurmak {fi} beklopfen {v}
öğrenim amacıyla {adv} studienhalber {adv}
okuma amacıyla {adv} studienhalber {adv}
öldürme amacıyla {allg} mit Tötungsabsicht {allg}
ölüyü inceleme amacıyla mezardan çıkarmak {v} [huk]exhumieren {v}
para kazanmak amacıyla evde yapan kişi {i} der Heimarbeiter {m}
para kazanmak amacıyla evde yapılan {i} die Heimarbeit {f}
polis tarafından kirli işlere bulaşan kişileri ayıklamak amacıyla yapılan temizlik harekatı {i} die Säuberungsaktion {f}
püskürtme amacıyla kullanılan araç {mn} Spray {mn}
röntgen çekiminde karşıtlığı belirlemek amacıyla kullanılan gaz veya sıvı madde {i} [hek]das Kontrastmittel {n}
sadece geçim sağlayabilmek amacıyla yapılan öğrenim {i} das Brotstudium {n}
saklaması amacıyla bırakmak {fi} dalassen {v}
saklanması amacıyla birisine bir şeyi verme {i} die Deponierung {f}
şaraplık üzümlerin kaliteli şarap elde edilmesi amacıyla çürümeye bırakılması {i} die Edelfäule {f}
şaraplık üzümlerin kaliteli şarap yapımı amacıyla çürümeye bırakılması {i} die Edelreife {f}
selam amacıyla sancağı indirip çıkarmak {v} dippen {v}
seyir amacıyla bakmak {fi} zusehen {v}
siyasi etki amacıyla yapılan anlaşılır olmayan konuşma {i} das Parteichinesisch {n}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla dava takibi {i} die Schikanöse Prozessführung {f}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanan {allg} schikanös {allg}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanmak {fi} schikanieren {v}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması {i} die Schikane {f}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması yasağı {i} das Schikaneverbot {n}
sokak sakinlerinin park amacıyla araçla girebildiği cadde {i} die Anliegerstraße {f}
sorunu aşma amacıyla verilen kısa vadeli kredi {i} die überbrückungskredit {f}
tamir etmek amacıyla kurcalamak {fi} herumfummeln {v}
tedavi amacıyla bir kaplıca veya fizik tedavi merk {fi} kuren {v}
tedavi amacıyla bir kaplıca veya fizik tedavi merkezinde kalmak {fi} kuren {v}
tedavi amacıyla vücuttan çıkarılan organı tekrar takma {i} [hek]die Replentation {f}
tedavi amacıyla yapay ışık kullanma {i} [hek]die Lichtbehandlung {f}
temizlemek amacıyla kaynatmak {fi} auskochen {v}
toprağı ekip biçmek amacıyla oraya yerleşmek {itr} siedeln {itr}
töre veya kutlama amacıyla yazılan kitap {i} die Festschrift {f}
yakarak cezalandırma amacıyla toplanmış odun yığını {i} das Scheiterhaufen {n}
yarada kanı kesmek amacıyla sıkıca yapılan bandaj {i} der Druckverband {m}
yardım amacıyla el uzatmak {allg} Hand anlegen {allg}
yollara buzlanma önleme amacıyla dökülen sanayi tuzu {i} das Viehsalz {n}