TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
hakkın devri {i} die Rechtsübertragung {f}
hakkın düşmesi {i} [huk]das Erlöschen {n}
hakkın düşmesi {i} die Präklusion {f}
hakkın ihlali {i} die Rechtsverletzung {f}
hakkın intikali {i} der Rechtsübergang {m}
hakkın kaybı {i} der Rechtsverlust {m}
hakkın konusu {i} das Rechtsobjekt {n}
hakkın korunması {i} der Rechtsschutz {m}
hakkın kötüye kullanılması {i} der Rechtsmissbrauch {m}
hakkın rahmetine kavuşma {i} das Vergehen {n}
hakkın rahmetine kavuşmuş {mf} Verewigte {mf}
hakkın takibi {i} die Rechtsverfolgung {f}
hakkın zaman aşımı {i} die Anspruchsverjährung {f}
hakkına düşmek {allg} zufallen {allg}
hakkında {s} betreffend {adj}
hakkında {öt} betreffs {prp}
hakkında {s} bezüglich {adj}
hakkında {adv} darüber {adv}
hakkında {adv} davon {adv}
hakkında {allg} in Betreff {allg}
hakkında {allg} in Bezug auf {allg}
hakkında {allg} mit Bezug auf {allg}
hakkında {öt} über {prp}
hakkında {öt} um {prp}
hakkında {a} uni {a}
hakkında atıp tutmak {v} beschwatzen {v}
hakkında ısrar etmek {allg} Anspruch aufrechterhalten {allg}
hakkında karar vermek {allg} dahin gestellt sein lassen {allg}
hakkında olmak {fi} handeln von {v}
hakkından cayma {allg} [huk]Ausschlagung eines Rechtes {allg}
hakkından çekilen kişi {i} [tic]der Zedent {m}
hakkından feragat etmek {allg} Anspruch abtreten {allg}
hakkından feragat etmek {allg} auf sein Recht verzichten {allg}
hakkından feragat etmek {fi} von einem Anspruch zurücktreten {v}
hakkından gelme {i} die Bewältigung {f}
hakkından gelmek {v} bewältigen {v}
hakkından gelmek {allg} einer Sache Herr werden {allg}
hakkından gelmek {v} meistern {v}
hakkından gelmek {fi} mit etw fertig werden {v}
hakkından gelmek {fi} unterkriegen {v}
hakkından gelmek {v} verkraften {v}
hakkından vazgeçen kişi {i} [tic]der Zedent {m}
hakkından vazgeçmek {allg} Anspruch aufgeben {allg}
hakkından vazgeçmek {fi} Anspruch fallenlassen {v}
hakkını {allg} nicht die Butter vom Brot nehmen lassen {allg}
hakkını almak {fi} Anspruch durchsetzen {v}
hakkını aramak {itr} rechten {itr}
hakkını aramak {fi} [pol]chapullieren {v}
hakkını arayan {s} prätentiös {adj}
hakkını elinden alma {i} die Entrechtung {f}
hakkını ispatlamak {fi} Anspruch begründen {v}
hakkını istemek {itr} rechten {itr}
hakkını kaybetme {i} die Verwirkung {f}
hakkını kaybetmek {v} verwirken {v}
hakkını kendisi arama {i} die Eigenhilfe {f}
hakkını kullanmak {fi} geltendmachen {v}
hakkını mahfuz tutmak {allg} vorbehalten {allg}
hakkını ödemek {fi} abfinden {v}
hakkını ödemek {fi} abgelten {v}
hakkını para ile vermek {v} entlohnen {v}
hakkını talep etmek {allg} Anspruch anmelden {allg}
hakkını talep etmek {fi} Anspruch einreichen {v}
hakkını talep etmek {fi} Anspruch geltend machen {v}
hakkını tanımak {allg} Anspruch anerkennen {allg}
hakkını üçüncü şahsa devreden {i} [tic]der Abtretender {m}
hakkını vermek {fi} Anspruch befriedigen {v}
hakkını vermek {allg} jdn auszahlen {allg}
hakkını vermemek {fi} vorenthalten {v}
Indirekte Treffer
fer'i hakkın tabiiyeti {i} [huk]die Akzessorität {f}
geçici olarak hakkın korunması {i} der Vorläufiger Rechtsschutz {m}
hakkın devri {i} die Rechtsübertragung {f}
hakkın düşmesi {i} die Präklusion {f}
hakkın düşmesi {i} [huk]das Erlöschen {n}
hakkın ihlali {i} die Rechtsverletzung {f}
hakkın intikali {i} der Rechtsübergang {m}
hakkın kaybı {i} der Rechtsverlust {m}
hakkın konusu {i} das Rechtsobjekt {n}
hakkın korunması {i} der Rechtsschutz {m}
hakkın kötüye kullanılması {i} der Rechtsmissbrauch {m}
hakkın rahmetine kavuşma {i} das Vergehen {n}
hakkın rahmetine kavuşmuş {mf} Verewigte {mf}
hakkın takibi {i} die Rechtsverfolgung {f}
hakkın zaman aşımı {i} die Anspruchsverjährung {f}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması {i} die Schikane {f}
sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması yasağı {i} das Schikaneverbot {n}