DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
bitter {adj} acı verici {s}
bitter {adj} acıtan {s}
bitter {adj} acıtıcı {s}
bitter {a} ağır {a}
bitter {adj} ağrı verici {s}
bitter {adj} dokunaklı {s}
bitter {adj} etkili {s}
bitter {adj} keskin {s}
bitter {adj} sert {s}
bitter {adj} zehir gibi {s}
bitter bereuen {allg} dizini dövmek {allg}
bitter bereuen {allg} pişman olmak {allg}
bitter klagen {allg} acı acı inlemek {allg}
bitter klagen {allg} dert dökmek {allg}
bitter werden {allg} ağır sözler söylemeye başlamak {allg}
bitterböse {adj} çok fena {s}
bitterböse {adj} çok kızgın {s}
bitterböse {adj} çok kötü {s}
bitterböse {adj} çok öfkeli {s}
bitterböse {adj} kudurmuş {s}
der Bittere {m} acı içki {i}
bittere Erfahrung {allg} acı deneyim {allg}
bittere Kälte {allg} aşırı soğuklar {allg}
bittere Kälte {allg} şiddetli soğuklar {allg}
bittere Not {allg} büyük kıtlık {allg}
bittere Orange {allg} [Bot.]turunç {allg}
bittere Schicksal {allg} acı kader {allg}
bittere Tränen {allg} acı gözyaşları {allg}
bittere Worte {allg} acı sözler {allg}
die Bittererde {f} [Chem.]manyezi {i}
bitterernst {adj} çok ciddi {s}
bitterernst {adj} durumu vahim {s}
der Bitterkalk {m} [Berg]dolomi {i}
bitterkalt {adj} çok soğuk {s}
bitterkalt {adj} dondurucu soğuk {s}
die Bitterkeit {f} acı dolu {i}
die Bitterkeit {f} acılık {i}
die Bitterkeit {f} kırgınlıkla dolu {i}
der Bitterklee {m} [Bot.]acıyonca {i}
der Bitterklee {m} [Bot.]su yoncası {i}
der Bitterklee {m} yonca {i}
bitterlich {adj} acı çekerek {s}
bitterlich {adj} acımsı {s}
bitterlich {adj} acımtırak {s}
bitterlich {adj} acıyla {s}
bitterlich {adj} çok acı {s}
bitterlich {adj} elim {s}
bitterlich weinen {allg} acı acı ağlamak {allg}
bitterlich weinen {allg} acıyla ağlamak {allg}
der Bitterling {m} [Zoo]acıbalık {i}
der Bitterling {m} [Zoo]ilikbalığı {i}
der Bitterling {m} [Zoo]küçük sazan balığı {i}
die Bittermandel {f} acı badem {i}
die Bittermandel {f} badem {i}
die Bittermandelkrone {f} [koch]acıbadem kurabiyesi {i}
die Bittermandeln {f} [Bot.]acıbadem {i}
das Bittermandelöl {n} acıbadem yağı {i}
die Bitternis {f} acı dolu {i}
die Bitternis {f} acılık {i}
die Bitternis {f} kırgınlıkla dolu {i}
die Bitterorange {f} [Bot.]turunç {i}
der Bitterpilz {m} [Bot.]acı kuzumantarı {i}
das Bittersalz {n} ingiliz tuzu {i}
das Bittersalz {n} [Chem.]magnezyum sülfat {i}
das Bittersalz {n} magnezyum sulfatı {i}
das Bittersalz {n} setliç tuzu {i}
der Bitterschnaps {m} amer {i}
der Bitterschnaps {m} [Bot.]bitki ve otlarla yapılmış acımtırak bir içki {i}
der Bitterspat {m} [Naut.]deniz köpüğü {i}
der Bitterspat {m} [Berg]lületaşı {i}
der Bitterspat {m} [Berg]manyezit {i}
bittersüß {adj} acı-tatlı {s}
bittersüß {adj} hem acı hem tatlı {s}
das Bittersüß {n} kırmızı köpek üzümü {i}
der Bittersüß {m} sofur {i}
das Bittersüß {n} [Bot.]yaban asması {i}
das Bittersüß {n} yaban yasemini {i}
das Bittersüß {n} [Bot.]yabani yasemin {i}
das Bittersüß {n} yasemin {i}
bittersüße Erinnerungen {allg} acı-tatlı hatıralar {allg}
Indirekte Treffer
bitter bereuen {allg} pişman olmak {allg}
bitter bereuen {allg} dizini dövmek {allg}
bitter klagen {allg} dert dökmek {allg}
bitter klagen {allg} acı acı inlemek {allg}
bitter werden {allg} ağır sözler söylemeye başlamak {allg}
Wer seine Tochter nicht schlägt wird es später bitter bereuen {allg} Kızını dövmeyen dizini döver {allg}