DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
fühlen {v} duymak {v}
fühlen {v} duyumsamak {fi}
fühlen {v} el değdirmek {v}
fühlen {v} elle dokunmak {v}
fühlen {v} hissetmek {v}
fühlen {v} sezinlemek {v}
fühlen {v} sezmek {v}
fühlend {adj} alıngan {s}
fühlend {adj} duyarlı {s}
fühlend {adj} hassas {s}
Indirekte Treffer
auf den Schlips getreten fühlen {allg} zoruna gitmek {allg}
auf den Schlips getreten fühlen {allg} rencide olmak {allg}
auf den Schlips getreten fühlen {allg} hatırı kırılmak {allg}
auf den Schlips getreten fühlen {allg} gücenmek {allg}
beklommen fühlen {allg} ruhu sıkılmak {allg}
beklommen fühlen {allg} içi sıkılmak {allg}
bemüßigt fühlen {allg} sebep bulmak {allg}
bemüßigt fühlen {allg} neden bulmak {allg}
bemüßigt fühlen {allg} tenezzül etmek {allg}
betroffen fühlen {allg} alınmak {allg}
den Puls fühlen {allg} birisinin nabzına bakmak {allg}
erleichtert fühlen {allg} müsterih olmak {allg}
erleichtert fühlen {allg} içi serinlemek {allg}
erleichtert fühlen {allg} içi ferahlamak {allg}
fremd fühlen {allg} yabancılık çekmek {allg}
fremd fühlen {allg} kendini yabancı hissetmek {allg}
gemütlich fühlen {allg} rahat olmak {allg}
gemütlich fühlen {allg} kendini rahat hissetmek {allg}
getroffen fühlen {allg} üstüne alınmak {allg}
getroffen fühlen {allg} rencide olmak {allg}
glücklich fühlen {allg} kendini mutlu hissetmek {allg}
heimisch fühlen {v} yabancılık çekmemek {fi}
heimisch fühlen {v} kendini kendi evinde hissetmek {fi}
hingezogen fühlen {allg} kendini birine yakın hissetmek {allg}
hingezogen fühlen {allg} birisine karşı yakınlık duymak {allg}
jemandem auf den Zahn fühlen {allg} birinin nabzına bakmak {allg}
jemandem auf den Zahn fühlen {allg} ağzını yoklamak {allg}
jemandem auf den Zahn fühlen {allg} ağzını aramak {allg}
krank fühlen {allg} kendini hasta hissetmek {allg}
pudelwohl fühlen {allg} kendini son derece mutlu hissetmek {allg}
Puls fühlen {allg} kalp atışlarını dinlemek {allg}
Puls fühlen {allg} nabza bakmak {allg}
stark fühlen {allg} kendini güçlü hissetmek {allg}
Tasten und Fühlen mit der Hand {allg} el yordamı {allg}
verletzt fühlen {allg} alınmak {allg}
verletzt fühlen {allg} gücenmek {allg}
wie fühlen Sie sich {allg} nasılsınız? {allg}
wie fühlen Sie sich {allg} kendinizi nasıl hissediyorsunuz? {allg}
wie neugeboren fühlen {allg} kendini yeni doğmuş gibi hissetmek {allg}
wohl fühlen {v} kendisini iyi hissetmek {fi}
wohl fühlen {allg} kendini iyi hissetmek {allg}
zu fühlen bekommen {allg} tadına bakmak {allg}
zu Hause fühlen {allg} kendini evinde gibi hissetmek {allg}