TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kaldı ki {adv} außerdem {adv}
kaldı ki {a} zudem {a}
kaldır başını! {allg} Kopf hoch {allg}
kaldıraç {i} [oto]der Autoheber {m}
kaldıraç {i} [tek]das Brecheisen {n}
kaldıraç {i} [tek]die Brechstange {f}
kaldıraç {i} der Hebebaum {m}
kaldıraç {i} [tek]der Hebel {m}
kaldıraç {i} der Hebeleffekt {m}
kaldıraç düzeni {i} die Hebevorrichtung {f}
kaldıraç etkisi {i} der Hebeleffekt {m}
kaldıraç etkisi {i} [fiz]die Hebelwirkung {f}
kaldıraç etkisi {i} der Leverage-Effekt {m}
kaldıraç işlevi {i} [fiz]die Hebelwirkung {f}
kaldıraç kuvveti {i} [fiz]die Hebelkraft {f}
kaldıraç kuvveti {i} [fiz]das Hebelmoment {n}
kaldıramayacağı bir işe girişmek {itr} pfuschen {itr}
kaldırıcı {allg} privativ {allg}
kaldırıcı koşul {allg} auflösende Bedingung {allg}
kaldırılabilir {s} [tek]abnehmbar {adj}
kaldırılma {i} die Abnahme {f}
kaldırılma {i} die Aufhebung {f}
kaldırılmış {s} aufgeweckt {adj}
kaldırım {i} der Bürgersteig {m}
kaldırım {i} der Gehsteig {m}
kaldırım {i} das Pflaster {n}
kaldırım döşeme {i} die Pflasterung {f}
kaldırım döşemecisi {i} der Pflasterer {m}
kaldırım döşemek {v} bepflastern {v}
kaldırım döşemek {v} pflastern {v}
kaldırım kahvesi {i} das Straßencafe {n}
kaldırım kenar taşı {i} der Bordstein {m}
kaldırım kenar taşı {i} der Rinnstein {m}
kaldırım mühendisi {i} der Bummelant {m}
kaldırım mühendisi {i} der Bummler {m}
kaldırım mühendisi {i} der Eckensteher {m}
kaldırım mühendisi {i} der Flaneur {m}
kaldırım mühendisi {i} der Lungerer {m}
kaldırım mühendisi {i} der Pflastertreter {m}
kaldırım mühendisi {i} der Strolch {m}
kaldırım mühendisi {i} der Stromer {m}
kaldırım mühendisi {a} untätig {a}
kaldırım mühendisliği {i} das Nichtstun {n}
kaldırım mühendisliği yapmak {allg} keine Beschäftigung haben {allg}
kaldırım orospusu {i} das Strichmädchen {n}
kaldırım ressamı {i} der Pflastermaler {m}
kaldırım taşı {i} die Bordkante {f}
kaldırım taşı {i} die Bordschwelle {f}
kaldırım taşı {i} der Bordstein {m}
kaldırım taşı {i} das Pflaster {n}
kaldırım taşı {i} der Pflasterstein {m}
kaldırım taşı {i} [yol]der Randstein {m}
kaldırım taşı {i} [yol]der Kantstein {m}
kaldırım ustası {i} der Pflasterer {m}
kaldırım ustası {i} der Steinsetzer {m}
kaldırım yosması {i} die Nutte {f}
kaldırımları arşınlamak {fi} flanieren {v}
kaldırıp atmak {v} schleudern {v}
kaldırıp atmak {fi} wegschmeißen {v}
kaldırıp atmak {fi} wegwerfen {v}
kaldırıp başka bir yere koymak {fi} wegheben {v}
kaldırıp dikmek {fi} aufstellen {v}
kaldırıp vurmak {allg} irgendwohin hauen {allg}
kaldırma {i} die Aberkennung {f}
kaldırma {i} die Abnahme {f}
kaldırma {i} die Abrogation {f}
kaldırma {i} die Abschaffung {f}
kaldırma {i} die Aufbewahrung {f}
kaldırma {i} die Aufhebung {f}
kaldırma {i} die Außerkraftsetzung {f}
kaldırma {i} die Bereinigung {f}
kaldırma {i} die Beseitigung {f}
kaldırma {i} die Erhebung {f}
kaldırma {i} die Fortschaffung {f}
kaldırma {i} die Hebung {f}
kaldırma {i} [fiz]der Hub {m}
kaldırma {i} das Löschen {n}
kaldırma {i} die Lösung {f}
kaldırma {i} die Revokation {f}
kaldırma aleti {i} [tek]das Hebezeug {n}
Indirekte Treffer
az kaldı {allg} um Haaresbreite {allg}
her şey geride kaldı {allg} es ist alles vorüber {allg}
her şey mazide kaldı {allg} es ist alles vorüber {allg}
kaldı ki {a} zudem {a}
kaldı ki {adv} außerdem {adv}
lokma boğazında kaldı {allg} jemandem bleibt der Bissen im Halse stecken {allg}
nerede kaldı ki {a} geschweige {a}
nerede kaldı ki! {allg} geschweige denn {allg}
şaşıp kaldı! {allg} er stand da {allg}
sessiz kaldı {allg} er wurde ganz klein {allg}
tadı damağımda kaldı {allg} ich bin auf den Geschmack gekommen {allg}