DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
die Habe {f} mal {i}
die Habe {f} mallar {i}
die Habe {f} mamelek {i}
die Habe {f} mülk {i}
die Habe {f} servet {i}
die Habe {f} varlık {i}
das Haben {n} [Handel]alacak {i}
das Haben {n} alacaklar {i}
das Haben {n} [Handel]banka hesabındaki birikim {i}
haben {v} bulunmak {fi}
haben {v} haiz olmak {v}
das Haben {n} kredi {i}
haben {v} malik olmak {v}
das Haben {n} [Handel]matlup {i}
haben {v} muktedir olmak {v}
haben {v} sahip olmak {v}
haben {allg} büyüklük taslamak {allg}
haben {allg} nazlanmak {allg}
haben {allg} tavır takınmak {allg}
Haben Sie abgenommen {allg} Zayıfladınız {allg}
Haben Sie Brüder {allg} Erkek kardeşiniz var mı? {allg}
Haben Sie Ihre Versichertenkarte dabei {allg} Sigorta kartınız yanınızda {allg}
haben Sie keine Angst {allg} korkmayın {allg}
haben Sie noch Wünsche {allg} başka isteğiniz var mı? {allg}
Haben Sie Schlafstörungen {allg} Uykunuz düzensiz mi {allg}
Haben Sie Schluckbeschwerden {allg} Yutkunma zorluğunuz var {allg}
Haben Sie Schluckstörungen {allg} Yutkunmakta zorlanıyor musunuz {allg}
die Habenanzeige {f} alacak dekontu {i}
die Habenbuchung {f} alacak kaydı {i}
der Habenichts {m} fakir {i}
der Habenichts {m} yoksul {i}
das Habenkonto {n} alacak hesabı {i}
das Habenkonto {n} alacaklı hesap {i}
der Habensaldo {m} alacak bakiyesi {i}
der Habensaldo {m} [Handel]alacak toplamı {i}
der Habensaldo {m} alacaklı bakiye {i}
die Habenseite {f} alacak tarafı {i}
die Habenseite {f} alacaklı {i}
die Habenseite {f} alacaklı taraf {i}
der Habenzins {m} alacaklı faizi {i}
die Habenzinsen {pl} alacaklı faizi {ç}
Indirekte Treffer
die bewegliche Habe {allg} taşınırlar {allg}
bewegliche Habe {allg} taşınır varlıklar {allg}
bewegliche Habe {allg} taşınır mal {allg}
bewegliche Habe {allg} menkul kıymet {allg}
fahrende Habe {allg} [Handel]taşınabilir mallar {allg}
fahrende Habe {allg} [Handel]menkul değerler {allg}
ich habe dich sehr vermisst {allg} seni çok özledim {allg}
ich habe die Nase gestrichen voll {allg} artık burama kadar geldi! {allg}
ich habe diese Ausreden satt {allg} bu bahanelere karnım tok! {allg}
ich habe Durst {allg} susadım {allg}
ich habe Eile {allg} acelem var {allg}
ich habe eine Bitte {allg} bir ricam var {allg}
ich habe eine kalte Dusche gekriegt {allg} başımdan aşağı kaynar sular döküldü {allg}
ich habe es dick {allg} bıktım usandım {allg}
ich habe es dick {allg} bıktım {allg}
ich habe es Eilig {allg} acelem var {allg}
Ich habe es nicht verstanden {allg} anlamadım {allg}
Ich habe genug davon {allg} artık bıktım {allg}
ich habe großen Hunger {allg} çok açım {allg}
ich habe Langeweile {allg} canım sıkılıyor {allg}
ich habe mich erschreckt {allg} ödüm koptu {allg}
ich habe mich erschrocken {allg} ödüm koptu {allg}
ich habe mich in Grund und Boden geschämt {allg} utancımdan yerin dibine giriyordum {allg}
ich habe mich satt gegessen {allg} karnımı doyurdum {allg}
ich habe mir soviel Mühe gegeben {allg} bu kadar uğraştım {allg}
ich habe nichts dagegen {allg} buna diyeceğim yok {allg}
Ich habe seit fünf Tagen Ohrensausen {allg} Beş gündür kulağımda bir uğultu var {allg}
Ich habe Warzen am Penis {allg} Penisimde siğil var {allg}
ich habe weiche Knie {allg} dizlerimin bağı çözüldü {allg}
ich habe zu arbeiten {allg} çalışmak zorundayım {allg}
unbewegliche Habe {allg} gayri menkul {allg}
unbewegliche Habe {allg} taşınmaz mal {allg}
was habe ich zu zahlen {allg} borcum ne kadar? {allg}