TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
birden {allg} auf einmal {allg}
birden {allg} mit einem Male {allg}
birden {allg} mit einem Schlag {allg}
birden {a} plötzlich {a}
birden {s} unvorhergesehen {adj}
birden bire {allg} auf einmal {allg}
birden bire {s} unvermittelt {adj}
birden bire! {ünl} hui {Inter}
birden çok anlamlılık {i} die Mehrdeutigkeit {f}
birden çok dilde yazılmış sözlük {allg} mehrsprachiges Wörterbuch {allg}
birden çok haneli sayı {s} mehrstellig {adj}
birden çok yataklı oda {i} das Mehrbettzimmer {n}
birden düşmek {fi} aufklatschen {v}
birden fazla cümleden oluşan cümleler dizisi {i} [dilb]die Satzreihe {f}
birden fazla cümleden oluşan cümleler dizisi {i} [dilb]die Satzverbindung {f}
birden fazla eylemle birden fazla yasayı çiğneme {i} [huk]die Tatmehrheit {f}
birden fazla işte çalışma {i} die Mehrfachbeschäftigung {f}
birden fazla motorlu {s} mehrmotorig {adj}
birden fazla ülkeyi ilgilendiren {s} multinational {adj}
birden fazla yabancı dil bilen {s} mehrsprachig {adj}
birden fazla yabancı dil bilme {i} [dilb]die Mehrsprachigkeit {f}
birden gözleri yaşla doldu {allg} Tränen schossen ihr in die Augen {allg}
birden hareket etmek {itr} schnappen {itr}
birden içeri dalmak {itr} [bitk]platzen {itr}
birden ortaya çıkmak {fi} Aufkommen {v}
birden şiddetlenen {allg} [müz]rinforzando {allg}
birden yok etmek {fi} wegfegen {v}
birdenbire {allg} auf einmal {allg}
birdenbire {allg} auf Knall und Fall {allg}
birdenbire {allg} aus heiterem Himmel {allg}
birdenbire {a} jählings {a}
birdenbire {allg} Knall und Fall {allg}
birdenbire {allg} mit einem Mal {allg}
birdenbire {allg} mit einem Male {allg}
birdenbire {allg} mit einem Schlag {allg}
birdenbire {s} plitz {adj}
birdenbire {s} plötzlich {adj}
birdenbire {s} schlagartig {adj}
birdenbire {adv} schnell {adv}
birdenbire {s} spontan {adj}
birdenbire {s} sprunghaft {adj}
birdenbire {allg} über Nacht {allg}
birdenbire {s} unerwartet {adj}
birdenbire {s} unvermutet {adj}
birdenbire {adv} unversehens {adv}
birdenbire {s} unvorbereitet {adj}
birdenbire {allg} wie ein Blitz aus heiterem Himmel {allg}
birdenbire açılıvermek {fi} auffliegen {v}
birdenbire aklına gelmek {v} durchzucken {v}
birdenbire alçalmaya başlamak {fi} durchsacken {v}
birdenbire çıkmak {fi} hervorbrechen {v}
birdenbire dank etmek {fi} durchblitzen {v}
birdenbire fren yapmak {allg} plötzlich bremsen {allg}
birdenbire gelme {i} das Einfallen {n}
birdenbire gözü açılmak {allg} es fällt jemandem wie Schuppen von den Augen {allg}
birdenbire gülmek {fi} auflachen {v}
birdenbire hareket etmek {itr} rucken {itr}
birdenbire hareket etmek {itr} rucksen {itr}
birdenbire kafasına dank etmek {allg} es fällt jemandem wie Schuppen von den Augen {allg}
birdenbire kavrama {i} das Aha-Erlebnis {n}
birdenbire kopmak {fi} ausbrechen {v}
birdenbire öfkelenen {s} aufbrausend {adj}
birdenbire oluşmak {fi} ausbrechen {v}
birdenbire ortaya çıkan ve hızla gelişen hastalık {allg} [hek]akute Krankheit {allg}
birdenbire ortaya çıkmak {fi} aufflammen {v}
birdenbire parlamak {fi} aufblitzen {v}
birdenbire parlayan {s} auffahrig {adj}
birdenbire yapılan düşüncesizce hareket {i} die Kurzschlusshandlung {f}
Indirekte Treffer
arabaya koşulmuş birden fazla at {i} das Gespann {n}
aynı anda iki kişiyle birden evli olma {i} die Doppelehe {f}
Beşinci raundda bir yumrukla boksörün üç dişi birden kırıldı {allg} In der fünften Runde sind mit einem Schlag drei Zähne des Boxers abgebrochen {allg}
bir oyun esnasında birden çok yerin aynı anda gösterilmesi {i} [tiy]die Simultanbühne {f}
bir şey için aynı anda birden çok sigorta yaptırma {i} die Doppelversicherung {f}
birden bire {s} unvermittelt {adj}
birden bire {allg} auf einmal {allg}
birden bire! {ünl} hui {Inter}
birden çok anlamlılık {i} die Mehrdeutigkeit {f}
birden çok dilde yazılmış sözlük {allg} mehrsprachiges Wörterbuch {allg}
birden çok haneli sayı {s} mehrstellig {adj}
birden çok yataklı oda {i} das Mehrbettzimmer {n}
birden düşmek {fi} aufklatschen {v}
birden fazla cümleden oluşan cümleler dizisi {i} [dilb]die Satzverbindung {f}
birden fazla cümleden oluşan cümleler dizisi {i} [dilb]die Satzreihe {f}
birden fazla eylemle birden fazla yasayı çiğneme {i} [huk]die Tatmehrheit {f}
birden fazla işte çalışma {i} die Mehrfachbeschäftigung {f}
birden fazla motorlu {s} mehrmotorig {adj}
birden fazla ülkeyi ilgilendiren {s} multinational {adj}
birden fazla yabancı dil bilen {s} mehrsprachig {adj}
birden fazla yabancı dil bilme {i} [dilb]die Mehrsprachigkeit {f}
birden gözleri yaşla doldu {allg} Tränen schossen ihr in die Augen {allg}
birden hareket etmek {itr} schnappen {itr}
birden içeri dalmak {itr} [bitk]platzen {itr}
birden ortaya çıkmak {fi} Aufkommen {v}
birden şiddetlenen {allg} [müz]rinforzando {allg}
birden yok etmek {fi} wegfegen {v}
dokuz kıy birden {allg} [sp]alle Neune {allg}
dört tekerleğe birden aynı anda kumanda eden fren {i} [oto]die Vierradbremse {f}
hep birden {adv} zugleich {adv}
hep birden {i} der Aufwasch {m}
hep birden {adv} simultan {adv}
hepsi birden {allg} in corpore {allg}
hepsi birden {a} jedes {a}
hepsi birden {allg} der ganze Schwindel {allg}
hepsi birden {a} jeder {a}
hepsi birden {adv} allesamt {adv}
hepsi birden {a} jede {a}
hepsi birden {allg} alle zusammen {allg}
hepsi birden {adv} insgesamt {adv}
heyecanlanma nedeniyle kan damarlarının birden genişlemesi {i} [hek]der Blutandrang {m}
iki işi birden yapmak {allg} auf zwei Hochzeiten tanzen {allg}
iki kaynaktan birden ışıklandırma {i} das Zwielicht {n}
iki tuşa birden basma {i} [müz]der Doppelgriff {m}
satrançda bir oyuncunun aynı anda birden çok rakiple oynaması {i} [sp]das Simultanspiel {n}