TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
sonucu beklemek {allg} das Ergebnis abwarten {allg}
sonucu belirten {s} [dilb]konsekutiv {adj}
sonucu belirtmek {allg} Ausschlag geben {allg}
sonucu bulmak {fi} [mat]herausbekommen {v}
sonucu kullanma {i} die Ergebnisverwendung {f}
sonucu olarak {a} infolge {a}
sonucu olmak {fi} hervorgehen {v}
sonucu olmak {itr} resultieren {itr}
sonucu olmak {allg} ergeben {allg}
sonucuna katlanmak {fi} die Konsequenz ziehen {v}
sonucuna katlanmak {fi} ausbaden müssen {v}
sonucuna katlanmak {allg} Konsequenzen tragen {allg}
sonucunu vermek {fi} resultieren {v}
Indirekte Treffer
adli hata sonucu verilen ölüm cezası {i} der Justizmord {m}
araştırma sonucu bildiren yazı {i} das Referat {n}
araştırmanın sonucu {i} das Forschungsergebnis {n}
aşırı içki içme sonucu oluşan karaciğer rahatsızlığı {i} [hek]die Säuferleber {f}
baskı sonucu {s} zwanghaft {adj}
beyinsel çalışma sonucu yeni bir şey ortaya çıkartmak {v} verarbeiten {v}
bir şeyin sonucu {i} die Folgeerscheinung {f}
bir şeyin sonucu olmak {allg} von etw rühren {allg}
bir şeyin sonucu olmak {fi} hervorgehen {v}
bıçakla yaralama sonucu oluşan iz {i} der Messerstich {m}
bölme işlemi sonucu {i} [mat]der Quotient {m}
bunun sonucu olarak {a} demzufolge {a}
bunun sonucu olarak {öt} somit {prp}
çalışmanın sonucu {i} das Ernte {n}
çarpma işlemi sonucu {i} der Produkt {m}
çarpma sonucu oluşan yaralanma {i} [hek]die Platzwunde {f}
çekilme sonucu şekil değiştirme {i} die Zerrung {f}
çevre kirlenmesi sonucu iklimin değişmesi felaketi {i} die Klimakatastrophe {f}
cinsel arzu sonucu cinayet işleme {i} der Lustmord {m}
deneme sonucu {i} das Probeergebnis {n}
düzensiz beslenme sonucu oluşan hastalık {i} [hek]der Nährschaden {m}
evlenme sonucu ortaya çıkan akrabalık {allg} verschwägert {allg}
faaliyet sonucu {i} das Geschäftsergebnis {n}
faaliyet yılı sonucu {allg} Ergebnis des Geschäftsjahres {allg}
güç durum sonucu ortaya çıkan komik durum {i} die Situationskomik {f}
hak iltihaplanma sonucu vücuttaki bazı boşlukların yok olması {i} die Obliteration {f}
hatalı adli karar sonucu verilen ölüm cezası {i} der Justizmord {m}
hesaplayarak sonucu bulmak {fi} ausrechnen {v}
idrar tahlili sonucu {i} der Urinbefund {m}
iflas sonucu malın açık artırma ile satılması {i} die Gant {f}
iltihaplanma sonucu sidik borusunun daralması {i} [hek]die Striktur {f}
işin sonucu ona bağlı {allg} es steht bei ihm {allg}
istenen sonucu elde etmek {fi} anschlagen {v}
kan tahlili sonucu {i} [hek]das Blutbild {n}
kanda oksijen azlığı sonucu cildin ve mukozalarm mor-mavimsi bir renk alması {i} die Zyanose {f}
kişilerle konuşma sonucu ortaya çıkan yazı veya makale {i} die Reportage {f}
kullanma sonucu aşınma {allg} Abnutzung durch Gebrauch {allg}
mahsul sonucu {i} das Ernteergebnis {n}
muayene sonucu {i} das Untersuchungsergebnis {n}
olay sonucu ortaya çıkan yeni bir olay {i} das Nachspiel {n}
ölçü sonucu {i} das Messergebnis {n}
ölçüm sonucu {i} der Messwert {m}
oluşabilecek kötü bir sonucu engellemek {fi} abbiegen {v}
organda donma sonucu oluşan ağır hasar {i} der Frostbrand {m}
ormanda yangın sonucu oluşan kel alan {i} der Brand {m}
oylama sonucu {i} das Abstimmungsergebnis {n}
oylama sonucu eşitlik {i} die Stimmengleichheit {f}
rastlantı sonucu {adv} zufälligerweise {adv}
refleks sonucu {s} reflektorisch {adj}
şans sonucu tam isabet {i} der Glückstreffer {m}
seçim sonucu {i} [pol]der Wahlausgang {m}
seçim sonucu {i} das Wahlergebnis {n}
sonucu beklemek {allg} das Ergebnis abwarten {allg}
sonucu belirten {s} [dilb]konsekutiv {adj}
sonucu belirtmek {allg} Ausschlag geben {allg}
sonucu bulmak {fi} [mat]herausbekommen {v}
sonucu kullanma {i} die Ergebnisverwendung {f}
sonucu olarak {a} infolge {a}
sonucu olmak {allg} ergeben {allg}
sonucu olmak {itr} resultieren {itr}
sonucu olmak {fi} hervorgehen {v}
sürekli spor yapma sonucu oluşan kalp büyümesi {i} [hek]das Sportherz {n}
talihsizlik sonucu {adv} unglücklicherweise {adv}
tesadüf sonucu {adv} zufälligerweise {adv}
toplama sonucu {i} die Summe {f}
uygulama sonucu doğan hak {i} das Gewohnheitsrecht {n}
uyuşturucu alınması sonucu bilincin genişlemesi {s} [hek]psychedelisch {adj}
yanık sonucu oluşmuş kabarcık {i} die Brandblase {f}
zorlama sonucu {s} zwanghaft {adj}